İnsanların geleceklerine ilişkin beklentilerini inceleyen araştırmaların büyük çoğunluğu, insanların gerçekçi olmayan bir iyimserliğe sahip olduğunu ileri sürmektedir. Kötümserlik ise genellikle depresif insanların bir özelliği sayılmaktadır. Bu araştırmada Türk örneklem kümesinin geleceğe ilişkin beklentilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Seksen orta yaş ve üstündeki yetişkin ve yüz üniversite öğrencisi üzerinde yapılan araştırmada, insanların beklentileri aşağıda sıralanan değişkenler çerçevesinde incelenmiştir: Beklenti Hedefleri (kişilerin kendilerinin, ülkelerinin, ve dünyanın geleceğine ilişkin genel beklentileri); Beklenti Çeşitleri (faktör analiz öncesinde sağlık, düşünsel gelişim, önem verilen insanlarla ilişkiler, maddi durum ve manevi inanç olmak üzere beş alanda verilen beklenti çeşitleri faktör analiz sonrası iki alanda toplanmıştır: kişisel beklentiler ve ilişkilere yönelik beklentiler); Beklenti Odakları (kişilerin kendilerine yönelik ve başkalarına yönelikbeklentileri); Beklenti Çeşitleri Üzerindeki Kontrol Algısı ve Beklenti Çeşitleri Üzerindeki Önem Algısı. İyimserlik yada kötümserlik, kişilerin kendilerine ilişkin beklentileriyle, başkalarına ilişkin beklentileri arasındaki fark olarak düşünülmüştür. Beklenti Hedeflerinin değerlendirmesine ilişkin sonuçlar, insanların kendi geleceklerine ilişkin beklentilerinde, ülkelerinin ve dünyanın geleceğine oranla daha olumlu olduklarını göstermiştir. Kendi geleceklerine ilişkin beklentilerinde yaş gruplarına ve cinsiyete ait farklılıklar gözlenmiştir; yetişkin kadınların yetişkin erkeklere ve her iki cinsiyetteki öğrencilere oranla daha olumlu oldukları bulunmuştur. Beklenti Odakları ve Beklenti Çeşitlerinin temel etkilerinin yanısıra, 2 (Yaş Grubu) x 2 (Beklenti Odakları) x 2 (Beklenti Çeşitleri) arasında etkileşim bulunmuştur. Öğrenciler kişisel alana ait beklentilerinde yetişkinlerden daha olumluyken (sağlık, düşünsel gelişim, and maddi durum), yetişkinler ilişkisel alana ait beklentilerinde (önem verilen insanlarla ilişkiler ve manevi inanç) öğrencilerden daha olumludur. İyimserliğin, kişisel alana ait beklentilerle anlamlı ve doğru orantılı bir ilişki içinde olduğu bulunmuştur. Beklenti çeşitleri üzerindeki Kontrol ve önem Algısı ile kişilerin beklentilerindeki olumluluk derecesi arasında doğru orantılı bir ilişki gözlenirken, artan Yaş ile birlikte Kontrol Algısında düşme olduğu bulunmuştur. Belirtilen bu başlıca sonuçlar, önceki araştırmalar çerçevesinde kültürel olgulara dikkat çekilerek tartışılmıştır.