Genç insan bir toplumun geleceğinin öngörülmesini sağlayan, o toplumun dünya üzerindeki yerini gösteren önemli bir faktördür. Genç nüfusun eğitim seviyesi ve olumlu yönde aktifliği o toplumun geleceğinin aydınlık olduğunun belirleyicisidir. Gençler gelişimi her alanda yaşayabilen bireylerdir. Bu değişim teknolojik yönden olabildiği gibi toplumsal alanda değişim ve gelişimlerde olabilmektedir. Bu dönemlerinde kişilik toplumsal bir nitelik kazanmakta ve genç kim olduğuna, nelere değer vereceğine, kime bağlanıp inanacağına karar vermektedir. Bu çağda genç birey etrafında kendine örnek olabilecek bireyler aramaktadır. İşte böyle bir dönem içerisinde bulunan genç kendine doğru örneği bulması yönünde etrafından desteklenmelidir. Ülkemiz Avrupa Birliğine girme kapısında genç nüfusuyla anılarak, Avrupa’ nın dinamiği olarak gösterilmektedir. Ancak ülke olarak genç nüfusumuzu ne ölçüde olumlu kullanabildiğimiz tartışma konusudur. Özellikle eğitim seviyesindeki gençlerimiz ya eğitim alamamakta, ya da eğitim aldığı kurumlarda değişik olumsuzluklarla karşılaşmaktadır. Bu olumsuzluklar sonucu sadece şahıslar değil, kurum ve toplumda etkilenmektedir. Son yıllarda ülkemiz eğitim sistemi içerisinde yer alan gençlik çeteleri sorunu, birçok problemi ortaya çıkarmıştır. Öğrencilerin derse adapte olmalarını engellemekten, öğretmenlerin eğitime katılımlarını aksatmaya varacak kadar etkili olabilmektedir. Bu çalışmamızdaki amacımız; kısa vadeli polisiye tedbirlerden çok, uzun vadeli aile, toplum, medya ve okul işbirliği ile çözülebilecek bu sorunun üstüne gidip çözüm yollarını araştırmaktır. Çünkü Avrupa ve Amerika’da uzun yıllar önce ortaya çıkmış bu sorun ülkemizde son yıllarda kendini göstermektedir. Bu sorunu çok ilerlemeden çözmek ülkemiz açısından mühim bir problemi erken teşhis ederek ve çözümünü ortaya koyarak olur.