Giriş: Öğrencilerin sınavlara karşı gösterdikleri duygusal reaksiyon olarak tanımlanan sınav kaygısı öğrenci başarısı üzerine etkili bir etmendir ve öğrenciler arasında %30 sıklıkla gözlenmektedir. Sınav kaygısı öğrencilerde hipertansiyon, bulantı, koroner arter hastalığı ve bağışıklık mekanizmasının zayıflaması ile birlikte giden olumsuz etkilerle birlikte seyretmektedir. Sınav kaygısı ile baş etmede gevşeme teknikleri, sistemik duyarsızlaştırma ve bilişsel temelli girişimler gibi çok faktörlü tedavi yaklaşımlarından yararlanılmaktadır. Amaç: Araştırmada Bornova'da seçilmiş liselerde son sınıf öğrencilerinin eğitim dönemi başında ve sonundaki sınav kaygılarının saptanması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bornova İlçesi’ndeki rastgele yöntemle seçilmiş liselerdeki 430 öğrenciye ulaşılması hedeflenmiştir. Öğrencilerin sınav kaygı düzeyini saptamak amacıyla 50 başlıklı Sınav Kaygı Ölçeği kullanılmıştır. Ölçek hem eğitim dönemi başında hem de sonunda her bir öğrenciye uygulanmış ve yedi temel başlıkta kaygı düzeyleri hesaplanmıştır. Bulgular: Eğitim dönemi başında (Ekim ayında) hedeflenen öğrencilerin %91.6'sına, dönem sonunda (Nisan ayında) ise ancak %43.9'üne ulaşılmıştır. Kızların daha kaygılı olduğu, genel kaygı düzeyleri bakımından liseler arasında anlamlı bir farklılığın olduğu, düzenli çalışmayan öğrencilerin daha kaygılı oldukları saptanmıştır. Öğrencilerin %71.7'si sınav kaygısını azaltmak için bir ya da birden fazla yöntem uyguladıklarını ifade etmiştir. Sonuç: Kaygı puanlarındaki yükseklik, başta üniversite sınavı olmak üzere sınavlara ilişkin kaygıların çok önceden başladığını göstermektedir. Okullarda sınav kaygısını azaltmaya yönelik rehberlik hizmetlerine gereksinim vardır. Bu hizmetlerin sürekliliği önemlidir.