Yaşadığımız çağda yabancı dil öğrenmek, bilimsel gelişmeleri takip edebilmek ve uluslararası iş olanaklarını yakalayabilmek için adeta 'olmazsa olmaz bir gereklilik' haline gelmiştir. Üniversite öğrencileri açısından ise İngilizce bilmek çok daha ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Bu araştırmanın amacı da üniversite öğrencilerinin İngilizce dersine ilişkin kaygıları, tutumları, öz yeterlik inançları ve dil öğrenme stratejilerinin incelenmesidir. Korelasyonel araştırma modelinde yapılan bu araştırmanın evrenini bir devlet üniversitesinin üniversite öğrencileri oluştururken, örneklemini ise tabakalı örnekleme yöntemine göre belirlenmiş olan öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak "İngilizceye Yönelik Tutum Ölçeği", "İngilizce Ders Kaygısı Ölçeği", "İngilizce Öz yeterlik İnancı Ölçeği" ve "Dil Öğrenme Stratejileri Envanteri" kullanılmıştır. Verilerin analizinde hangi testlerin kullanılacağına karar verebilmek amacıyla öncelikle veri toplama araçlarından elde edilen puanlarının, parametrik testlerin temel varsayımlarını karşılayıp karşılayamadıkları incelenmiş ve verilerin normal dağılım gösterdiği tespit edilmiştir. İki grubun karşılaştırılmasında Bağımsız Örneklemler t-testi, ikiden fazla grubun karşılaştırılmasında tek yönlü varyans analizi ve değişkenler arasındaki ilişkinin belirlenmesinde ise Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon katsayısı hesaplanmıştır. Araştırmanın sonucunda, üniversite öğrencilerinin İngilizce dersine ilişkin kaygılarında cinsiyet ve okul türü değişkenine göre farklılık olmadığı, üniversite öncesi hazırlık eğitimi alma değişkenine göre üniversite öncesi hazırlık eğitimi alanların lehine farklılık olduğu belirlenmiştir. Üniversite öğrencilerinin İngilizceye yönelik tutumlarında cinsiyet değişkenine göre kız öğrencilerin lehine, sınıf değişkenine göre 1. Sınıf öğrencilerinin lehine farklılık olduğu, okul türü değişkenine göre farklılık olmadığı belirlenmiştir. Üniversite öğrencilerinin İngilizce öz yeterlik algılarının cinsiyet değişkenine göre kız öğrencilerin lehine anlamlı farklılık olduğu belirlenmiştir.