Bu çalışmada başarı güdüsü, okul performansı ve okul etkinliklerine katılma düzeyini etkileyen bir faktör olan kaygı düzeyleri, bir grup üniversite öğrencisi üzerinde Sürekli Kaygı Envanteri uygulaması ile saptanmıştır. Ayrıca, öğrencilerin başarı güdüleri Ders Çalışma Tutum ve Alışkanlıkları Envanteri uygulanarak değerlendirilmiş, kaygı düzeyleri ile aralarında bir ilişki olup olmadığı araştırılmıştır. Üniversite öğrencilerinin Kaygı Düzeyleri ile Zamanı Değerlendirme, Çalışmayı Etkileyebilecek Kişisel Özellikler ve Eğitim Anlayışı boyutları arasında anlamlı ilişkiler olduğu bulunmuştur. Ders Çalışma Tutum ve Alışkanlıkları Envanterinin alt ölçeklerinde ve Sürekli Kaygı Ölçeğinde sonuçlar cinsiyet farkına göre irdelenmiştir. Kaygı duygu-durumunun kişinin davranışlarını çok yönde etkileyen bir faktör olduğu çeşitli araştırıcılar tarafından vurgulanmıştır. Kaygı bilişsel süreçleri olduğu kadar başarı güdüsü, okul performansı ve okul etkinliklerine katılma düzeyini de olumsuz yönde etkileyen bir faktör olduğu da bilinmektedir. Araştırıcılar okul ve eğitim ortamında hakim olan güdünün (motivasyon) başarı güdüsü olduğuna söylemektedirler (Ausubel, Robinson, 1969). Başarı güdüsünün kökeni bilişsel (kognitif), ve kabul, onay görmeye yönelik benliği güçlendirici benimseme faktörleri olabilmektedir. Başarı güdüsünün bilişsel yönü ağır basan bir güdü olduğu yapılan çalışmalarda görülmüştür. Başarı güdüsü yüksek olan üniversite öğrencilerinin tamamlayamadıkları, eksik bıraktıkları işlemleri daha fazla hatırlama eğiliminde oldukları tesbit edilmiştir (Atkinson, 1970). Okul başarısını etkileyen bir diğer psikolojik özellik de kaygıdır (anksiyete). Kaygının başarı güdüsü üzerinde etkili bir faktör olduğu bilinmektedir (Atkinson, 1971). Ayrıca, kaygı ile okul performansı ve okul etkinliklerine katılma arasında gerek orta öğrenimde, gerekse üniversite düzeyinde ilişki olduğu da bilinmektedir. Kaygı ile akademik etkinlikler arasındaki ilişkide, kaygının akademik başarısızlıktan not ortalamalarına ve okulu, terketme üzerinde zararlı etkileri olduğu bilinen gerçeklerdendir (Gaudry, Spielberger, 1971). Öğrenme sürecini olumsuz yönde etkileyen kaygı, iç (bilişsel) veya dış (çevresel) uyarıcılar tepki olarak oluşan bilişsel bozukluğun göstergelerinden biridir (Bernstein, 1976). Akademik performansa ve başarıya etkileri bilinmekte olan bu evrensel ve yaygın duygu durumunun üniversite öğrencilerinin öğrenme güdülerini nasıl etkilediği bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Bu çalışmada sürekli kaygı ile üniversite öğrencilerinin öğrenme güdüleri arasında bir ilişkinin olup olmadığı tesbit edilebilmesi için aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır: 1. Üniversite ve yüksekokul öğrencilerinin sürekli kaygı düzeyleri nasıldı? 2. Üniversite ve yüksekokul öğrencilerinin öğrenme güdüleri hangi düzeydedir? 3. Üniversite ve yüksekokulda okuyan öğrencilerin (kız ve erkek) öğrenme güdüleri ile sürekli kaygı (STAI-A) puanları arasında bir ilişki var mıdır? 4. Kızlar ile erkekler arasında öğrenme güdüsü itibariyle anlamlı bir farklılık söz konusu mudur? 5. Kızlar ile erkekler arasında sürekli kaygı itibariyle bir farklılık var mıdır?