Son yıllarda yapılan araştırmalara göre, yabancı reklamlarda cinselliğin gizlice (subliminal) ve açıkça (overt) kullanımı tüketici ve reklamcılar arasında çelişkilere yol açmıştır. Türkiye'de ise cinselliğin reklamlarda açıkça kullanıldığı gözlenmekte, buna rağmen bilinç altını etkilemeyi amaçlayan gizli cinsellik henüz tanınmamaktadır. Bu araştırma, açık ve bilinçaltına yönelik cinselliğin reklamdaki yerini, etkilerini, kişilerce nasıl algılandıklarını ve ne gibi tepkiler topladıklarını, karşıt teorileri de göz önüne alarak incelemeyi amaçlamaktadır. Türk öğrencilerin reklamda cinselliğin gizlice ve açıkça kullanımına olan tutumları ve reklamdaki model, deneklerin cinsiyetleri ve değişik demografik değişkenlerle olan ilişkileri ahlaki açıdan değerlendirilmiş ve şu sonuçlar elde edilmiştir. Çok yönlü faktör analizine göre, reklamda kullanılan model erkek olduğu takdirde öğrenciler cinselliğin gizlice, farkettirilmeden kullanımını, açıkça kullanımına oranla ahlaki açıdan daha zararlı bulmuşlardır. Genelde öğrencilerin kadın figürü içeren reklamlara erkek figürü içeren reklamlara oranla daha negatif tutum besledikleri görülmüştür. Regresyon analizinin sonuçlarına göre, öğrencilerin anne ve babalarının eğitim düzeyleri, sosyo-ekonomik düzeyleri ve dini yaklaşımlarının reklamda cinselliğin açık kullanımına olan tutumlarını en iyi öngören değişkenler olduğu saptanmıştır. Deneklerin gizli cinselliğe olan tutumlarını ise en iyi annelerinin eğitim düzeyi tarafından tahmin edildiği ortaya çıkmıştır. Ayrıca, reklamlarda cinselliğin açıkça kullanımı gizlice kullanımına oranla daha fazla satışları artırıcı, kısıtlanan ve sık sık başvurulan bir metot olarak algılanmıştır. Sonuçlar değişik kültürlerden elde edilen bulgularla karşılaştırılmış ve pratikteki uygulamaları tartışılmıştır.