Ortaöğretim Öğrencilerinin Genel Akademik Yetenek Düzeyleri ve Yönelme

TEZ

Ortaöğretim Öğrencilerinin Genel Akademik Yetenek Düzeyleri ve Yönelme

Yazar/Hazırlayan
Üniversite
Enstitü/Fakülte
Tez Danışmanı
Tez Yılı
YÖK Tez No
32131
Sayfa Sayısı
81
Tez Türü
Yüksek Lisans
Tam Metin (PDF)
Kategori
Tez Özeti
Bu araştırmanın problemi çeşitli liselere yönelen öğrencilerin genel akademik yetenekleri ile okudukları lisenin çeşidi arasında önemli fark olup olmadığının belirlenmesine yöneliktir. Yani; araştırmada öğrencilerin yeteneklerine uygun liselere yönelip yönelmediklerine bakılmaktadır. Böylece eğitim sistemimizde öğrencileri yöneltme hizmetlerine katkıda bulunabilecek öneriler getirilmesi amaçlanmaktadır. Bilindiği gibi çeşitli yetenek (sayısal, sözel, mekanik, şekil uzay ilişkileri. soyut kavrama gibi) türleri bulunmaktadır. Araştırmada, önemli yüksek nitelikli insan gücü kaynağı ve bütün alanlarda etkili öğrenmeye imkan verdiğinden öğrencilerin yalnızca genel akademik yetenek bakımından durumlarının ne olduğunun belirlenmesine çalışılmıştır. Bir başka söyleyişle, çeşitli liselerde okullaşan öğrencilerin genel akademik yeteneklerinin okullaştıkları lise türüne göre önemli fark gösterip göstermediği araştırmanın ana problemini oluşturmaktadır. Ülkemizde, gerek ilköğretimde (ortaokul) etkili yöneltme hizmetleri verilmemesinden gerekse önceki araştırmaların bulgularından dolayı, araştırmanın denenceleri, çeşitli liselerde (genel, mesleki, imam hatip) okullaşan öğrencilerin genel akademik yetenekleri arasında önemli fark bulunmadığı doğrultusunda olmuştur. Araştırmada öğrencilerini yükseköğretime hazırlayan programlar sunan genel liseler (akademik dal) içinde yer alan Anadolu lisesi öğrencileri ile diğer genel lise öğrencilerinin genel akademik yetenek puanlan ile bunun alt boyutları olan sayısal, dil ve soyut kavrama yetenek puanları arasında da önemli fark bulunup bulunmadığına da bakılmıştır. Anadolu liselerinin öğrencilerini ilkokuldan sonra yarışma sınavı ile seçmesi nedeniyle bu lise öğrencilerinin araştırmada ölçülen yetenekler bakımından, diğer genel lise öğrencilerinden daha yüksek puan alacağı düşünülmüş, o nedenle ilgili denenceleri (dokuz, on, onbir, oniki) önemli fark bulunduğu doğrultusunda olmuştur. İlgili literatür incelendiğinde, Türk Eğitim Sistemindeki öğrenci akışını düzenleyecek yöneltme hizmetlerinin gerçekleşmesini sağlayacak araçların ye tersiz olduğu görülmektedir. Ayrıca bu alanda yapılmış çalışmaların da oldukça sınırlı olduğu söylenebilir. O nedenle, bu araştırma ile alandaki boşluğun bir ölçü de olsa doldurulması ve gelecekteki araştırmalara ışık tutması amaçlanmıştır Araştırma Samsun Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evreni olan 20 adet lisenin 1. sınıfına devam eden 6065 öğrencinin %5.2'si örneklem grubunu oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak "Akademik Yetenek Test Bataryası" kullanılmıştır. Bu test üç alî testten oluşmaktadır. Sayısal yetenek testi ile soyut kavrama testi orjinali Amerika'da geliştirilen DAT'ın alt testlerindendir. Dil yetenek testi ise Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü tarafından geliştirilmiştir. Böylece akademik yetenek test bataryası (1) Sayısal yetenek testi, (2) Soyut kavrama yeteneği, (3) Dil yeteneği testi olmak üzere üç alt testten oluşmaktadır. Öğrencilerin genel akademik yeteneklerine bu üç alt testten aldıkları puanların toplanması ile ulaşılmıştır. AYT'in ülkemizde ilk kez lise 1. sınıf öğrencilerine uygulanması nedeniyle güvenirlik çalışmasının yapılmasına gerek duyulmuştur. Bu amaçla araştırmacı tarafından gerçekleştirilen güvenirlik çalışmasında KR-21 formülü kullanılmış ve oldukça yüksek sonuçlar elde edilmiştir. Güvenirlik katsayısı, sayısal yetenek testi için 0.84, soyut kavrama yeteneği testi 0.87 ve dil yetenek testi için 0.68 olarak hesaplanmıştır. AYT'in her üç testine ait soru sayıları şöyledir: Sayısal yetenek testi 40, soyut kavrama yeteneği testi 50, dil yeteneği testi 29'dur. Testlerin toplam cevaplama süresi ise 75. dakikadır. Verilerin sürekli oluşu nedeniyle varyans analizi ve t-testi tekniği ile test edilmiştir. Sonuç, Yorum Bu araştırmada elde edilen bulgulardan ortaöğretim öğrencilerinin yeteneklerine uygun liselere yöneldikleri anlaşılmaktadır. Yani, genel liselere devam eden öğrencilerin AYT'in her üç alt testinden (sayısal yetenek, soyut kavrama yeteneği, dil yeteneği) daha yüksek puan aldıkları, bir başka söyleyişle bu öğrencilerin genel akademik yetenek puanlarının daha yüksek olduğu görülmektedir. Genel akademik yetenek puanı bakımından imam hatip lisesine yönelen öğrencilerin genel lise öğrencilerini izlediği, meslek lisesi öğrencilerinin ise düşük puan aldıkları belirlenmiştir. Çeşitli liselere yönelen öğrenciler sayısal yetenek puanı bakımından karşılaştırıldığında, genel lise öğrencilerinin en yüksek puana (x=10.46), meslek lisesinde okullaşan öğrencilerin ise ikinci sırada yer aldıkları (30=6.26), imam hatip lisesi öğrencilerinin ise bunları izlediği (x=5.71) belirlenmiştir. İmam hatip lisesinin amaçları dikkate alındığında bu sonuç doğal bir bulgu olarak görünmektedir. Dil Yeteneği puanı bakımından da diğerlerinde olduğu gibi en yüksek puana (7=13.69) genel lise öğrencileri ulaşmışlardır, imam hatip lisesi öğrencileri ikinci sırada (x=12.03), meslek lisesi öğrencileri ise üçüncü sırada (x=10.06) bulunmaktadır. Bulgular öğrencilerin dil yeteneği puanı bakımından yeteneklerine uygun programlara yöneldiklerini göstermektedir. Çeşitli liselerde okullaşan öğrenciler soyut kavrama yeteneği puanı bakımından analiz edildiğinde önceki bulgulara paralel sonuçlar elde edilmiştir. Bu sonuca göre genel lise öğrencileri soyut kavrama yeteneği puanı (x=21.94) bakımından en yüksek puan (x=21.94) alırken, imam hatip lisesi öğrencileri (x=20.44) bunları izlemekte, meslek lisesi öğrencileri ise üçüncü sırada (x=14.93) yer almaktadır. Mesleki ve diğer (genel lise + imam hatip lisesi) liseler genel akademik yetenek puanı, sayısal yetenek, dil yeteneği ve soyut kavrama yeteneği bakımından karşılaştırıldığında diğer lise öğrencilerinin meslek lisesi öğrencilerinden daha yüksek puan aldıkları görülmektedir. Araştırmanın beşinci denencesinin bulgularına göre genel akademik yetenek puanı bakımından diğer (genel+mesleki) lise öğrencilerin puanları (XM4.96), meslek lisesi öğrencilerinin puanlarından (x"=31.26) yüksektir. Sayısal yetenek puanı bakımından diğer lise öğrencilerinin puanı~x^9.78 iken, meslek lisesi öğrencilerinin puanı "x=6.26'dır. Dil yeteneği puanı olarak da genel lise öğrencileri (x=13.47), meslek lisesi öğrencilerine göre daha yüksek puana (x"=10.06) ulaşmışlardır. Mesleki ve diğer liselerde okullaşan öğrenciler soyut kavrama yeteneği bakımından karşılaştırıldığında araştırmanın dördüncü denencesinin bulguları ile paralellik göstermektedir (Meslek liseleri x^=21. 73, imam hatip lisesi x"= 14.93). Yukarıdaki bulguları, liselerin kuruluş amaçları ve sundukları programlar bakımından değerlendirerek aşağıdaki şekilde de ifade etmek mümkündür. Öğrencilerini yalnızca yükseköğretime hazırlayan programlar sunan genel lise öğrencileri diğer lise öğrencileri ile karşılaştırıldığında genel akademik yetenek bakımından, en yüksek puana sahiptirler. Öğrencilerini hem hayata hem yükseköğretime hazırlayan programlar sunan imam hatip liselerine yönelen öğrencilerin genel akademik yetenekleri bu amaca uygun olarak akademik liselere göre daha düşüktür ancak meslek lisesi öğrencilerinden yüksektir. Son olarak, öğrencilerini yalnızca hayata ve iş alanlarına hazırlayan programlar sunan meslek lisesi öğrencileri ise genel akademik yetenek bakımından en düşük puana sahiptirler. Sonuç olarak tüm ortaöğretim öğrencilerinin yeteneklerine uygun ortaöğretim programlarına yöneldikleri söylenebilir. Oysa problem durumunda da ifade edildiği gibi öğrencilerin genel akademik yeteneklerinin lise çeşidine göre değişmeyeceği ve farklılık göstermediği düşünülmekteydi. Bu durum araştırmacıyı öğrencileri ortaöğretimden önceki eğitimlerinin (öğrenme yaşantılarının) incelenmesi gerektiği ve ayrıca "yetenek" kavramının oluşumu ve ölçümü problemine getirmiştir. Bilindiği gibi, öğrenciler ne kadar erken yaşta zengin etkileşimlerle (yaşantılarla) karşılaşırlarsa yetenekleri o kadar fazla oranda ortaya çıkmakta ve öğrenimlerinde başarıyı o denli etkilemektedir. Benzer şekilde erken yaşta engelli olarak nitelenebilecek kültürel ortamlarda yetişen öğrencilerin bu engelli durumunun sonradan giderilmesi mümkün olmamaktadır. O nedenle, bu araştırmada akademik liseye yönelen öğrencilerin genel akademik yeteneklerinin yüksek olmasının nedeni (üstelik bazı meslek liselerine sınavla öğrenci alındığı halde) onların ailelerinin sosyo-kültürel bakımdan daha üst olan İlköğretimde yöneltme hizmetleri bulunmadığından b. Kabadayı (1990) araştırması öğrencilerin sosyoekonomik etmenlerin etkisiyle yöneldikleri sonucuna varmaktadır. Nitelendirilebilecek durumda olması ve kendilerinin yaşamlarının erken dönemlerinde zengin öğrenme yaşantıları ile karşılaşmış olmalarından kaynaklanıyor olabilir. Buna paralel olarak araştırmanın ana önerilerinden biri de öğrencilerin yetenekleri ile sosyo-ekonomik etmenleri arasındaki ilişkilerin araştırması olmuştur. Bu araştırmanın bulguları ile ilgili başka araştırmanın bulguları birleştirildiğinde (Kabadayı, 1990) araştırmacıyı öğrenimin erken basamaklarına (yaşamın erken yıllarında alınan eğitimsel yaşantılar) dönülmesi, yani ailedeki eğitim ile ilköğretime daha fazla önem verilmesi düşüncesini getirmiştir. Öneriler 1. Temel eğitim (ilköğretim) programları gözden geçirilmelidir. Özellikle kültürel olarak avantajsız çocukların bu durumunu giderici özel (telafi edici) öğrenim yaşantıları (fazla zaman ve çaba harcayarak) oluşturulmalıdır. Kültürel avantajsız çocuklara öğrenim yaşantısı sağlayabilen "özel sınıflar oluşturma" yerine onları diğer öğrencilerden ayırmadan esnek program ve bireyselleştirilmiş yaşantılarla durumları düzeltilmelidir. 2. Ortaöğretimde psikolojik danışma ve rehberlik hizmet alanı içerisinde yer alan yöneltme hizmetlerinde sosyo-ekonomik etmenlerin etkileri dikkate alınmalıdır. 3. Öğrencilerin doğal yetenekleri üzerinde sosyo-ekonomik etmenlerin etkisini azaltmak ve akademik yeteneği geliştirmek amacıyla eğitsel rehberlik hizmetlerine ağırlık verilmeli, öğrenme yöntemleri ile ilgili beceriler ilkokuldan itibaren öğrencilere kazandırılmalıdır. Yani "eğitim sistemimiz yetenekliyi seçmekle kalmayıp yetenek geliştirme yollarını aramalıdır". 4. Öğrencilerin sosyo-ekonomik etmenlerin etkisiyle okullaştıkları düşünülürse, yöneltme hizmetlerinde (özellikle dokuzuncu sınıfta) esnek davranılmalıdır. Araştırmacılara Öneriler 1. Mesleki ve teknik ortaöğretime yönelen öğrencilerin gerçekten yeteneklerine uygun olarak yönelip yönelmediğini saptamak üzere (mekanik, şekil- uzay ilişkileri, büro işleri gibi) özel yetenek testleri uygulanmalıdır. 2. Bu araştırma kapsamı içinde düşünülmeyen Teknik liselere yönelen öğrencilerle diğer liselere yönelen öğrencilerin yetenekleri arasında anlamlı bir fark olup olmadığı bir araştırma konusu olarak incelenmelidir. 3. Anadolu meslek liseleri ile diğer meslek liseleri ve genel liselere yönelen öğrencilerin yetenekleri bir araştırma konusu olabilir. 4. Yetenek ve sosyo-ekonomik düzey ilişkisini saptamaya yönelik yeni araştırmalar yapılmalıdır. 5. Araştırmacılar akademik yetenek ile sosyo-ekonomik etmenler arasındaki ilişkiyi araştırabilirler. 6. Ders geçme ve kredi sisteminin uygulandığı liseler ile bu sistemin uygulanmadığı liselerde öğrencilerin yeteneklerine uygun alanlara yönelip yönelmedikleri araştırılmalıdır.

Demirci, Sabriye, Ortaöğretim Öğrencilerinin Genel Akademik Yetenek Düzeyleri ve Yönelme, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1994, Yüksek Lisans, pdf.