SİLİNECEK YAYINLANMAMIŞ TEZ Ergenlik Döneminde Obsesif Kompulsif Bozukluğun Yaygınlığı

TEZ

SİLİNECEK YAYINLANMAMIŞ TEZ Ergenlik Döneminde Obsesif Kompulsif Bozukluğun Yaygınlığı

Yazar/Hazırlayan
Tez Yılı
Sayfa Sayısı
64
Tez Türü
Uzmanlık
Tam Metin (PDF)
Kategori
Tez Özeti
Giriş: Obsesif kompulsif bozukluk(OKB) belirgin sıkıntıya sebep olan, zamanın boşa harcanmasına yol açan, işlevselliği önemli ölçüde bozan bir ruhsal sorunudur. OKB tanısı olan hastaların yoğun sıkıntı duyduğunda, işlevselliği önemli ölçüde bozulduğunda klinik başvuru yaptıkları bildirilmiştir. Genel toplumda OKB sıklığını değerlendirmek, klinik örneklemde psikiyatriye sevk edilmemi, psikiyatriye başvurmamış topluluğu da araştırma grubuna dahil edeceğinden daha kesin sonuç elde etmemizi olanaklı kılar. Amaç: Bu çalışmada ergenlik dönemi OKB sıklığını saptamak amaçlanmıştır. Yöntem: Bu çalışmanın örneklemini İstanbul iline bağlı dört farklı okul grubundan rastgele seçilen toplam 361 lise birinci sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Örneklemin %57’si kız ve % 43’ü erkek olup, 14-17 yaş arasındaki öğrencilerden oluşmaktadırlar. Psikiyatrik değerlendirmede; SCID OKB modülü ve Y-BOCS semptom kontrol listesiyle yapılandrılmış yüz yüze görüşme yapıldı. OKB saptananlarda Y-BOCS puan belirlendi. Bulgular: Mevcut OKB % 3.9, yaşam boyu OKB % 4,2, subklinik OKB % 3, geçmiş dönemde OKB % 0.3 olarak belirlenmiştir. OKB başlangıç ya ortalama 12.9 olarak saptanmıştır. Erkeklerde kızlara göre daha erken başlangıç ya (12,2’ye karşın 13,2) saptanmasına karşın anlamlı farklılık saptanmamıştır. Okullar arasında OKB rastlanma sıklığı açısından farklılık saptanmamıştır. Kız ve erkeklerde benzer oranda OKB bulunmuştur. OKB saptanan öğrencilerde ilk çocuk olmama ve üçüncü çocuk olmanın, ilk çocuk olmaya göre anlamlı olarak fazla olduğu belirlenmiştir. OKB saptanan öğrencilerde ebeveynlerin ayrı boşanma olması, OKB belirlenmeyenlere göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. OKB saptanan öğrencilerde ailede tek çocuk olmak (kardeş olmaması) ile tek çocuk olmamak arasında, ailede psikiyatrik bozukluk öyküsü, geçmişte psikiyatrik başvuru öyküsü, tıbbi hastalık ve fiziksel bozukluk varlığı açısından anlamlı fark saptanmamıştır. OKB saptanan öğrencilerde en sık obsesyonlar kirlenme ve saldırganlık; kompulsiyonlar kontrol etme, sayma ve temizleme olarak saptanmıştır. Y-BOCS Obsesyon alt puan toplam ortalaması 6.7 ± 4.3 kompulsiyon alt puan toplam 6,4 ± 3.9 ve toplam puan; 13.1 ± 5.2 olarak saptanmıştır. Sonuç: OKB klinik örneklemlere dayanılarak nadir bir sağlık sorunu (% 0,05-1,0) olarak düşünülse de, epidemiyolojik çalışmalarda anlamlı düzeyde daha yüksek oranlar (% 0.2-4) saptanmıştır. Bu çalışma da ergenlerde OKB sıklığını saptamayı amaçlamış ve önceki çalışmalarla uyumlu olarak OKB’nin ergen popülasyonunda sık görülen bir bozukluk olduğunu saptamıştır. Ergenlerde yapılacak epidemiyolojik çalışmalarla, psikiyatriye sevk edilmemiş ya da çeşitli sebeplerle psikiyatriye başvurmamış OKB popülasyonu da araştırma grubuna dahil edeceğinden OKB sıklığı ile ilgili daha sağlıklı sonuçlar elde etmemizi olanaklı kılacaktır.

Akpınar, Abdulah, SİLİNECEK YAYINLANMAMIŞ TEZ Ergenlik Döneminde Obsesif Kompulsif Bozukluğun Yaygınlığı, , 2007, Uzmanlık, pdf.