İmam Hatip Liseleri 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat kanunu çerçevesinde kurulmuşlardır. Bu okullar aradan geçen 86 yıllık sürede pek çok evreden geçmiş, gerek eğitim içeriği olsun gerekse mensuplarının hakları olsun zaman zaman değişikliklere uğramıştır. Milli Eğitim Bakanlığı mevzuatına göre dini eğitim veren birer devlet kurumları olmalarına rağmen kapatılmaları veya sınırlandırılmaları sürekli tartışılmıştır. Fakat yaşanan bütün tartışmalara rağmen bu eğitim kurumları hayatiyetlerini halkın yoğun teveccühü ve desteği ile bugüne kadar devam ettirmişlerdir. Bir ara hem okul sayıları ve hem de bu okullarda okuyan öğrencilerin sayıları oldukça azalmış olsa da bugün yine halkın yoğun ilgisine mazhar olmakta ve oldukça fazla miktarda yeni kayıtlar almaktadırlar. Her bilim dalının ve yine her bilim adamının kendi ilgi alanına ve anlayış tarzına göre farklı tanımlarını yaptıkları dinin, insanlık tarihi ile paralellik gösterir. Tarihte belki dinsiz fertlere rastlanılabilir ama dinsiz bir topluma rastlamak mümkün değildir. Aynı şekilde insanı tanımlarken onun için sosyal bir varlık benzetmesi yapılır. Dolayısıyla insanlar toplum denilen, insanların oluşturduğu, canlı, değişebilen bir yapı içerisinde yaşamak zorundadırlar. Ayrıca isimleri geçen bu iki kurum arasında oldukça önemli derecede bir etkileşim yaşanmıştır ve her zaman ve mekân diliminde bu etkileşimin yaşanması kaçınılmazdır.İşte bu araştırmada İHL öğrencilerinin bu iki önemli kurum arasındaki ilişkiler hakkındaki düşüncelerinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Araştırma dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde İHL'lerin tarihçeleri hakkında bilgi, ikinci bölümde Din-Toplum ilişkileri hakkında teorik bilgi, üçüncü bölümde araştırmaya katılan öğrencilerin profilleri ve hakkında bilgi, dördüncü bölümde ise araştırmada elde edilen veriler ışığında öğrencilerin, Din-Birey ilişkileri, Din-Toplum İlişkileri ve Din-Devlet ilişkileri hakkındaki düşünceleri ve bunların yorumları yer almaktadır. Araştırmanın bulgularına neticesinde, İHL öğrencilerinin dini inançlarının oluşmasında okulun yanı sıra hatta okuldan daha fazlı aile ve dini cemaatlerin etkisi olduğu, Öğrencilerin dinin hem teorik olarak insan hayatında hem de pratik olarak kendi hayatlarında önemli bir yere sahip olduğunu düşündükleri ortaya çıkmıştır. Yine aynı bulgular sonucunda öğrencilerin dinin toplum ve devlet ile yakından ilişki içerisinde olması gerektiği düşüncesi içerisinde oldukları görülmektedir.