Üniversite çağına gelen gençlerin ilgi ve yetenekleri ile üniversite giriş sınavlarında yapmayı düşündükleri tercihleri arasında ne derecede bir uyum olduğunu araştırmak amacı ile 1994-95 öğretim yılında bazı lise son sınıf öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırmanın sonuçlan bu çalışmada tartışılacaktır. Bu gün liselerde öğrenciler, ikinci sınıftan itibaren alan kollarına ayrılmaktadırlar. Alan kollarına ayrılırken en önemli ölçüt, öğrencinin lise birinci sınıftaki başarısıdır. Ayrıca öğrencinin isteği de göz önünde tutulmaktadır. Dolayısıyla, öğrencilerin yapacakları alan seçimini ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yapabilmeleri için, bu özelliklerinin lise birinci sınıftaki başarısına ve isteğine yansımış olması gerekmektedir. Bu yansımanın sağlanması, özellikle rehberlik servislerinin, bu konuda sistemli çalışmalar yapmasını gerektirmektedir. Bazı özel kurumlarda, özellikle dershanelerde bu konularla ilgili sınırlı çalışmalar yapıldığı, resmi ya da yarı resmi okullarda ise bu konu üzerinde düzenli çalışmalar yapılmadığı bilinmektedir. Üniversite sınavına girecek öğrenciler üzerinde yapılan bu araştırmada öğrencilerin yetenek, ilgi ve değerlerinin saptanması için Prof. Dr. Yıldız KUZGUN tarafından geliştirilen ve meslek seçiminde kişinin kendisini tanıması için etkili olan kişilik özelliklerinden yetenek, ilgi ve değerlerine ilişkin bilgiler veren 'Kendini Değerlendirme Envanteri (KDE) ' kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, öğrencilerden %25'inin sadece sözel yeteneğe, %6'sının sadece sayısal yeteneğe ve %6'sının da sadece Şekil- Uzay yeteneğine sahip oldukları, buna karşın %36'sının ise hiç bir yeteneğinin belirgin olmadığı anlaşılmaktadır. Bu oran oldukça büyük bir kitleyi temsil etmektedir. Üniversite çağma gelmiş ve üniversite giriş sınavlarında yapacağı tercihlerine göre ilerideki mesleğini belirlemek için karar verecek gençlerden %36'sının hiç bir yeteneğinin belirgin olmaması oldukça dikkat çekici bir durumdur. İlgi ve değerleri belirgin olmayan öğrenci oranının %50 dolayında olması öğrencilerin büyük çoğunluğunun ilgi ve değerlerinin oluşmadığı anlamına gelebilir. Bu durumda öğrencilerin kendilerine uygun meslek seçme ve tercih ettikleri okulda istekli olarak okuma ve başarılı olmalarının da çok zor olacağı söylenebilir.