İlk Ergenlikte Mantıkdışı İnançlar ve Yaşam Doyumu Arasındaki İlişkiler

MAKALE

İlk Ergenlikte Mantıkdışı İnançlar ve Yaşam Doyumu Arasındaki İlişkiler

Yazar/Hazırlayan
Makale Türü
Dergi Bölümü
Dergi Adı
Sayı No
37
Yıl
Yer
Sayfa Aralığı
91-109
Tam Metin (PDF)
Kategori
Makale Özeti
Problem Durumu: Konuşma dilinde “mutluluk” olarak adlandırılan öznel iyi oluş, bireyin kendi yaşamına ilişkin hem duyuşsal hem de bilişsel değerlendirmelerini içermektedir. Öznel iyi oluş, olumlu ve olumsuz duyguları içeren duyuşsal unsur ile yaşam doyumu olarak bilinen bilişsel unsurdan oluşmaktadır. Algılanan yaşam kalitesi olarak da adlandırılan yaşam doyumu bireyin kendi yaşam kalitesini bilişsel değerlendirmesi olarak tanımlanmaktadır. Öznel iyi oluşun duyuşsal unsurunda yer alan ve öznel iyi oluşun düşük olduğunun göstergesi sayılan olumsuz duygular, Akılcı Duygusal Davranış Terapisi (ADDT) perspektifinden mantıkdışı inançlar kavramı ile açıklanmaktadır. Bilişsel davranışçı yaklaşımlardan birisi olan ADDT’ye göre bireydeki kaygı, öfke, depresyon, suçluluk, yetersizlik vb. duyguların ve psikolojik rahatsızlıkların nedeni yaşadığı olaylar değil, olaylara ilişkin sahip olduğu mantıkdışı inançlardır. Literatürde öznel iyi oluşun duyuşsal unsurunda yer alan kaygı, depresyon, öfke gibi olumsuz duygular ile mantıkdışı inançlar arasındaki ilişki pek çok araştırmada incelenmesine rağmen, öznel iyi oluşun bilişsel unsurunu oluşturan yaşam doyumu ile mantıkdışı inançlar arasındaki ilişkiyi ele alan araştırmaların oldukça az olduğu görülmektedir. Varolan sınırlı sayıdaki araştırmaların da yetişkinler üzerinde yapıldığı gözlenmektedir. Pubertal değişimlerin yaşandığı ilk ergenlik dönemi, ergenlerin olumlu duygular yaşamaları ve kendi yaşamlarını olumlu değerlendirmeleri açısından genellikle daha dezavantajlı bir evre olarak değerlendirilmektedir. Literatürde son yıllarda ilk ergenlikte yaşam doyumu ile psikolojik sağlığın olumlu ve olumsuz göstergelerini yansıtan değişkenler (örneğin, benlik saygısı, kaygı, depresyon vb.) arasındaki ilişkileri inceleyen araştırmalarda göreceli bir artış olduğu gözlenirken, bu dönemde yaşam doyumu ile mantıkdışı inançları inceleyen bir çalışmaya rastlanmamıştır. İlk ergenlikte öznel iyi oluşun bilişsel yönünü oluşturan yaşam doyumu ile bilişsel bir yapı olarak psikolojik sorunlara yol açabilen mantıkdışı inançlar arasındaki ilişkilerin ortaya konulması önemlidir. Çünkü, yetişkinlerde mantıkdışı inançlar ile yaşam doyumu arasında bulunan ilişkiler, çocukluk ve ergenlikte oluşan mantıkdışı inançların ileri ki yıllarda da bireyin yaşamında olumsuz bir rol oynadığı biçiminde değerlendirilebilir. Ayrıca, ergenliğin ilk yıllarında okul, aile, arkadaş gibi alanlarda “mutsuzluğa” yol açabilen mantıkdışı ya da işlevsel olmayan inançların belirlenmesi, bilişsel-davranışçı yaklaşıma dayalı daha etkili müdahale ya da eğitim programlarının hazırlanmasına da katkı sağlayabilecektir. Araştırmanın Amacı: Bu çalışmanın amacı, ilk ergenlik dönemindeki öğrencilerin mantıkdışı inançları (başarı talebi, saygı talebi, rahatlık talebi) ile yaşam doyumu boyutları (genel, arkadaş, okul, yaşanılan çevre, aile ve benlik) arasındaki ilişkileri incelemektir. Ayrıca, mantıkdışı inançların kız ve erkek ergenlerin farklı alanlardaki yaşam doyumlarını yordama gücü de araştırılmıştır. Araştırmanın Yöntemi: Araştırma grubunu Denizli İl merkezinde bulunan üç ilköğretim okulunun 6., 7. ve 8. sınıflarında öğrenim gören 304 öğrenci (148 kız ve 156 erkek) oluşturmuştur. Öğrenciler 11-15 yaşları arasındadır ve %94’ü 12-14 yaş grubundadır. Veriler, Çokboyutlu Öğrenci Yaşam Doyumu Ölçeği ve Ergenler İçin Mantıkdışı İnançlar Ölçeği kullanılarak elde edilmiştir. Verilerin analizinde hiyerarşik çoklu regresyon analizi ve Pearson korelasyon katsayısı ve kullanılmıştır. Ölçme araçları, resmi izinlerin alınmasından sonra okullarda yaklaşık bir ders saatinde uygulanmıştır. Araştırmanın Bulguları: Bu çalışmada, tüm grupta toplam mantıkdışı inançlar ile yaşam doyumu boyutları arasında (benlik doyumu hariç), düşük düzeyde olmakla birlikte anlamlı negatif ilişkiler elde edilmiştir. Tüm grupta rahatlık talebi ile yaşam doyumunun tüm boyutları arasında genellikle orta düzeyde anlamlı negatif ilişkiler gözlenmiştir. Yine, gerek tüm grupta gerekse kızlarda ve erkeklerde yaşam doyumu boyutlarının (erkeklerde benlik doyumu hariç) en güçlü yordayıcısı rahatlık talebidir. Tüm grupta başarı talebi ile aile doyumu dışındaki yaşam doyumu boyutları arasında anlamlı bir ilişki gözlenmemiş; başarı talebi ve aile doyumu arasındaki anlamlı ilişki pozitif yönde bulunmuştur. Tüm gruptan elde edilen regresyon katsayıları ise, başarı talebinin hem genel yaşam doyumunu, hem de okul ve aile boyutlarını pozitif yönde yordadığını göstermektedir. Başarı talebi kızlarda yaşam doyumunun hiçbir boyutunu anlamlı olarak yordamamış; erkeklerde ise beklentilerin aksine, genel yaşam doyumu, aile doyumu ve benlik doyumunu pozitif yönde yordamıştır. Araştırmanın bir diğer bulgusuna göre, tüm grupta saygı talebi ile yaşam doyumu boyutları arasında (benlik doyumu hariç) anlamlı korelasyon elde edilmemiş; saygı talebi ve benlik doyumu arasında ise pozitif ilişki bulunmuştur. Regresyon sonuçları da, saygı talebinin genel yaşam doyumunu ve arkadaş doyumu dışındaki diğer dört boyutu pozitif yönde yordadığını göstermiştir. Saygı talebi erkeklerde genel yaşam doyumunu ve tüm yaşam doyumu boyutlarını anlamlı olarak pozitif yönde yordarken; kızlarda yaşam doyumunun hiçbir boyutunu anlamlı olarak yordamamıştır. Sonuçlar ve Öneriler: Bu araştırma, ilk ergenlikte toplam mantıkdışı inançlar ve rahatlık talebini yansıtan mantıkdışı inançların genellikle yaşam doyumu boyutları ile negatif yönde ilişkili olduğunu; saygı talebi ve başarı talebini yansıtan mantıkdışı inançların ise beklentilerin aksine bazı yaşam doyumu boyutları ile pozitif yönde ilişkili olduğunu göstermektedir. Literatürde ergenlerdeki mantıkdışı inançlar ile yaşam doyumu arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmaların oldukça az olması, bu çalışmada bazı değişkenlerle (başarı talebi, saygı talebi gibi) ilgili bulguların yorumlanmasında bir sınırlılık oluşturmuştur. Mantıkdışı inançlar ve yaşam doyumu ilişkisini ele alacak yeni araştırmalarda, ADDT’ye göre mantıkdışı inançlardan kaynaklanan kaygı, öfke, depresyon gibi sağlıklı olmayan olumsuz duygular da değişken olarak yer almalıdır. Böylece, ADDT’nin kuramsal görüşleri ile ergenlerin yaşam doyumları arasındaki bağıntı daha iyi anlaşılabilir. Bu araştırma Türk öğrenciler üzerinde gerçekleştirildiği için, özellikle cinsiyete ilişkin bulguları kültürel etmenler ışığında yorumlanmıştır. Ergenlerdeki yaşam doyumu ve mantıkdışı inanç ilişkisinde cinsiyet ve diğer demografik değişkenlerin etkisinin farklı kültürlerde nasıl işlediğini daha iyi anlayabilmek için, benzer araştırmalar kültürler arasında karşılaştırmalı olarak yapılabilir. Ayrıca, mantıkdışı inançlar ve yaşam doyumu ilişkisinin çocukluktan ilk ergenliğe ve ilk ergenlikten son ergenliğe geçişte nasıl bir değişim gösterdiğini incelemek için boylamsal araştırmalar da gerçekleştirilebilir.

Çivitçi, Asım, İlk Ergenlikte Mantıkdışı İnançlar ve Yaşam Doyumu Arasındaki İlişkiler, Eğitim Araştırmaları Dergisi, Ankara, 37, 2009, 91-109, pdf.