Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Düşünme Eğilimleri ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

MAKALE

Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Düşünme Eğilimleri ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

Yazar/Hazırlayan
Makale Türü
Dergi Bölümü
Dergi Adı
Sayı No
36
Yıl
Yer
Sayfa Aralığı
57-74
Tam Metin (PDF)
Kategori
Makale Özeti
Problem Durumu: Günümüzde eğitimden beklenen en önemli görev, demokratik, yaratıcı, üretici, eleştirel ve çok yönlü düşünebilen, öğrenmeyi öğrenen, problem çözebilen, insanlara saygılı ve düşüncelere hoşgörü ile bakabilen sorumlu vatandaşlar yetiştirmektir. Birçok eğitimci eğitim kurumlarında ve özellikle üniversitelerdeki derslerin içeriğinin ancak düşünülerek ve problem çözerek öğrenilebileceğini aksi halde öğrencilerin birçok bilgiyi ezberleme yoluna gideceklerini belirtmektedir. Türkiye’de eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerine ilişkin araştırma sayısında son yıllarda artış gözlenmektedir. Ancak diğer eğitimsel çözüm ve araştırmalarda olduğu gibi duyuşsal yön yine ihmal edilmektedir. Bu nedenle bu araştırmada üniversite öğrencilerinin eleştirel düşünme eğilimleri ile problem çözme becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın Amacı: Bu araştırmanın temel amacı, eleştirel düşünme eğilimi ile problem çözme becerisi arasında anlamlı bir ilişkinin olup olmadığını ortaya koymak ve ayrıca üniversite öğrencilerinin eleştirel düşünme eğilimleri ile problem çözme becerilerinin; cinsiyet, sınıf düzeyi ve eğitim gördükleri alanlara göre anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemektir. Araştırmanın Yöntemi: Araştırma Türkiye’de bir üniversitede, 2006-2007 bahar yarıyılında öğrenim gören öğrencilerle gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya sosyal bilimler alanından 204, fen bilimleri alanından 149 gönüllü, öğrenci olmak üzere toplam 353 öğrenci katılmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin % 50’si kız, % 50’si erkektir. Araştırmada veriler, Facione ve Facione’ın (1992) “California Eleştirel Düşünme Eğilimi Ölçeği” ve Heppner ve Petersen’in (1982) “Problem Çözme Becerisi” ölçeği ile toplanmıştır. Öğrencilerin sosyo-demografik özelliklerini (yaş, cinsiyet, sınıf düzeyi ve fakülte) belirlemek için ise araştırmacılar tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu’ndan yararlanılmıştır. Verilerin analizinde Pearson momentler korelasyonu ve çok yönlü varyans analizi (MANOVA) kullanılmıştır. İstatistiksel işlemler SPSS 11.05 paket programı aracılığıyla yapılmıştır. Tüm analizlerde anlamlılık düzeyi.05 olarak kabul edilmiştir. Araştırmanın Bulguları: Öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimleri ile problem çözme becerileri arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Analizler sonucunda öğrencilerin cinsiyetlerine göre bağımlı değişkenlerde farklılık olmadığı görülmüştür. Problem çözme ve eleştirel düşünme değişkenleri için elde edilen değerler anlamlı değildir. Öğrencilerin sınıf düzeylerine göre problem çözme (F(1,345) =11.49; p< .05) ve eleştirel düşünme (F(1,345) =156.72; p< .05) toplam puanlarının ise farklılaştığı bulunmuştur (Wilk’s Lambda(Λ)= .676; F(2,344)=82.37, p< .05). Ortalamalara bakıldığında son sınıf öğrencilerinin, toplam problem çözme beceri puanlarının birinci sınıfta okuyan öğrencilerinkinden daha düşük olduğu görülmüştür. Problem çözme ölçeğin özelliği nedeniyle (ortalamaların düşmesi problem çözme becerisinin arttığını gösterir) bu sonuç son sınıf öğrencilerinin, birinci sınıf öğrencilerinden daha yüksek bir problem çözme becerisine sahip olduklarını göstermektedir. Aynı şekilde toplam eleştirel düşünme puan ortalamalarına bakıldığında da son sınıf öğrencilerinin lehine bir durum olduğu anlaşılmaktadır. Bu sonuçlara bağlı olarak sınıf düzeyinin artmasıyla birlikte öğrencilerdeki problem çözme becerileri ile eleştirel düşünme eğilimlerinin arttığı söylenebilir. Üniversite öğrencilerinin eğitim gördükleri alana göre bağımlı değişkenlerde farklılık olduğu görülmüştür (Wilk’s Lambda(Λ)= .985; F(2,344)=2.56, p< .05). Eğitim gördükleri alana göre eleştirel düşünme puanları anlamlı bir şekilde farklılaşırken (F(1,345) =4.91; p< .05), problem çözme beceri puanları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Ortalama değerleri sosyal bilimler alanında eğitim gören öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimlerinin fen bilimlerinde okuyan öğrencilere göre daha yüksek olduğunu göstermiştir. Cinsiyet ve sınıf düzeyinin ortak etkileşimi problem çözme ve eleştirel düşünme puanlarında anlamlı bir fark yaratmamıştır. Aynı şekilde sınıf düzeyi ile eğitim alanının ortak etkileşimi de problem çözme ve eleştirel düşünme puanlarında anlamlı bir fark yaratmamıştır. Cinsiyet ve eğitim alanının ortak etkileşiminin bağımlı değişkenlerde ilişkili olduğu bulunmuştur (Wilk’s Lambda(Λ)= .972; F(2,344)=4.95, p< .05). Bu ortak etkiye göre problem çözme puanlarında anlamlı bir farklılık görülürken (F(1,345) =7.002; p< .05), eleştirel düşünme puanlarında anlamlı farklılık görülmemiştir. Ortalamalardan sosyal bilimlerde okuyan bayanların fen bilimlerinde okuyan bayanlardan daha yüksek bir problem çözme becerisine sahip oldukları anlaşılmıştır. Buna karşın erkeklerde tam tersi bir durum olduğu görülmüştür. Bir başka deyişle fen bilimlerinde okuyan erkeklerin sosyal bilimlerde okuyan erkeklerden daha yüksek bir problem çözme becerisine sahip oldukları saptanmıştır. Cinsiyet, sınıf düzeyi ve eğitim alanı ortak etkileşiminin problem çözme ve eleştirel düşünme puanları üzerinde anlamlı bir farklılık yaratmadığı anlaşılmıştır. Araştırmanın Sonuçları: Yapılan korelasyon analizi öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimleri ile problem çözme becerileri arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir. Bu araştırmada cinsiyetin öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimleri ve problem çözme becerileri açısından anlamlı bir fark yaratmadığı anlaşılmıştır. Genel olarak literatür tarandığında bu çalışmadan elde edilen bulguları destekleyen sonuçlara ulaşılmıştır. Üniversite öğrencilerinde eleştirel düşünme becerilerinin cinsiyet açısından farklılaşıp farklılaşmadığının incelendiği birçok araştırmada bu iki değişken açısından anlamlı bir faklılaşmanın olmadığı belirlenmiştir. Aynı şekilde araştırmalar öğrencilerin problem çözme becerileri ile cinsiyetleri arasında da anlamlı bir ilişkinin olmadığını göstermiştir. Ayrıca, bu araştırmada birinci sınıf öğrencileri ile dördüncü sınıf öğrencileri arasında eleştirel düşünme eğilimleri ve problem çözme becerileri açısından da anlamlı bir farklılık ortaya çıkmıştır. Birinci sınıfta okuyan öğrenciler gerek eleştirel düşünme, gerekse problem çözme becerisi yönünden kendilerini, dördüncü sınıfta okuyan öğrencilere göre daha yetersiz olarak algıladıklarını bildirmişlerdir. Durumun son sınıf öğrencilerinin lehine olması, verilen dört yıllık üniversite eğitiminin eleştirel düşünme ve problem çözme becerisi üzerinde olumlu bir etkisi olduğu şeklinde yorumlanabilir. Öğrencilerin eğitim gördükleri alanlara göre eleştirel düşünme puanları anlamlı bir şekilde farklılaşırken problem çözme puanlarında ise anlamlı bir farklılığın olmadığı saptanmıştır. Cinsiyet ve sınıf düzeyinin ortak etkileşimi ile sınıf düzeyi ve eğitim alanının ortak etkileşimi her iki bağımlı değişken üzerinde anlamlı bir fark yaratmamıştır. Cinsiyet ve eğitim alanındaki ortak etkiye göre problem çözme puanlarında anlamlı bir farklılık görülürken, eleştirel düşünme puanlarında anlamlı farklılık görülmemiştir. Cinsiyet, sınıf düzeyi ve eğitim alanı ortak etkileşiminin problem çözme ve eleştirel düşünme puanları üzerinde anlamlı bir farklılık yaratmadığı anlaşılmıştır. Öneriler: Üniversitelerdeki psikolojik danışma ve rehberlik servislerinin öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimleri ve problem çözme becerilerini geliştirmelerine yönelik grup rehberliği etkinliklerini arttırmaları, öğretim elemanlarının derslerinde bu becerileri kazanmalarına olanak sağlayacak ders etkinliklerine yer vermeleri yararlı olabilir.

Tümkaya, Songül - Aybek, Birsel - Aldağ, Habibe, Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Düşünme Eğilimleri ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi, Eğitim Araştırmaları Dergisi, Ankara, 36, 2009, 57-74, pdf.