Adolesan dönemi büyüme ve gelişmenin en hızlı olduğu, çocukluktan erişkinliğe geçişi kapsayan özel bir dönemdir. Bu dönemde adolesanlar yalnızca fiziksel olarak değil, bilişsel ve psikososyal yönden de gelişimlerini sürdürmektedirler. Gençler; kimlik arayışı içindedir, bağımsız olmaya, kabul görmeye çabalar ve dış görünüşleri ile fazla ilgilidirler. Düzensiz öğün ve öğün aralarında atıştırma örüntüsü, ev dışında yemek yeme alışkanlığı ve ayak üstü beslenme (fast-food) biçimi, beslenme alışkanlıklarının tipik özelliklerindendir. Bu alışkanlıkları genellikle aile, akranlar ve kitle iletişim araçlarını kapsayan birçok etmen etkilemektedir. Maternal beslenme adolesan ve yetişkin gebenin fetüsü için prenatal büyümeyi etkilemesi açısından önemlidir. Böyle olmakla birlikte adolesan gebelerin büyümeleri hala devam etmektedir ve adolesanlar tam fiziksel olgunluğa ulaşmamıştır ve bu yüzden besin öğeleri gereksinimleri yetişkin kadınlara göre daha fazladır. Adolesan çağda bir veya iki yıllık farklılık kişinin fiziksel gelişimi, özellikle psişik olgunluğunun derecesi yönünden önemlidir. Bu çağdaki gebeliklerde ağırlık değişiklikleri, toksemi, anemi, kişilik değişiklikleri, prematürite doğum ve perinatal mortalite olgun yaş gebeliklere kıyasla daha fazladır. ABD'de 1996 yılındaki ergenlik dönemi doğum sıklığının 1000 ergende 54.4 olduğu ifade edilmektedir. Ergenlik dönemi gebeliklerinin, %53'ü doğumla, %35'i isteyerek çocuk düşürmekle (kürtajla) ve %12'si düşükle sonuçlanmaktadır. Günümüzde hamilelik dönemi beslenme önerilerinde anne sağlığının korunması ve fetal gelişimin sağlanabilmesi için anne adayının düzenli kilo alması ve yeterli kalori, protein, vitamin, mineral alımı üzerinde durulmaktadır. Bu nedenle doğum öncesi bakım hizmeti veren hemşirelerin beslenme konusunda danışmanlık hizmeti vermeleri oldukça önemlidir.