Üniversite Öğrencilerinde Kaygı Belirtileri ve Bağlanma Biçimleri ile Kişiler Arası Şemalar Arasındaki İlişkiler

TEZ

Üniversite Öğrencilerinde Kaygı Belirtileri ve Bağlanma Biçimleri ile Kişiler Arası Şemalar Arasındaki İlişkiler

Yazar/Hazırlayan
Üniversite
Enstitü/Fakülte
Anabilim Dalı
Tez Danışmanı
Tez Yılı
YÖK Tez No
113545
Sayfa Sayısı
115
Tez Türü
Yüksek Lisans
Tam Metin (PDF)
Kategori
Tez Özeti
Bu araştırmada, bağlanma biçimleri, kişilerarası şemalar ve sürekli kaygı arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda, Hacettepe Üniversitesi 'nin değişik fakültelerinde öğrenim gören 406 öğrenci araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Bu örnekleme, kaygı düzeylerinin belirlenmesi için Sürekli Kaygı Ölçeği (SKÖ), bağlanma biçimlerinin belirlenmesi için İlişki Ölçekleri Anketi (İÖA) ve kişilerarası şemaların değerlendirilmesi için de Kişilerarası Şemalar Ölçeği (KŞÖ) uygulanmıştır. Kaygı belirtileri ve bağlanma biçimleri araştırmanın iki bağımsız değişkenini oluşturmaktadır. Kaygı belirtilerinin düşük-yüksek olarak iki düzeyi, bağlanma biçimlerinin ise, güvenli-korkulu-saplantılı-kayıtsız olarak dört düzeyi bulunmaktadır. Araştırmanın bağımlı değişkeni; kişilerarası şemaların anne, baba ve arkadaş formlarının dostluk, düşmanlık, baskınlık ve pasiflik boyutları ile beklenen kişilerarası tepkilerin istenirlik düzeyleridir. Uygulamalar sonucunda elde dilen verilere 2X4 faktörlü araştırma desenine uygun varyans analizi uygulanmıştır. Ayrıca, sürekli kaygı, bağlanma biçimleri ve kişilerarası şemalar arasındaki ilişkiler, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyonu ile analiz edilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre, farklı kaygı düzeyleri ve kişilerarası şemaların çeşitli boyutları arasında anlamlı farklılıklar gözlenmiştir. Kaygı düzeyi yüksek gruptakilerin, kaygı düzeyi düşük gruptakilere göre, babalarından, düşmanlık boyutunda daha fazla tamamlama tepkisi bekledikleri gözlenmiştir. Diğer yandan, kaygı düzeyi yüksek gruptakilerin, kaygı düzeyi düşük gruptakilere göre, annelerinden, baskınlık ve pasiflik boyutlarında daha az tamamlama tepkisi bekledikleri bulunmuştur. Kişilerarası durumlarda beklenen tepkilerin istenirlik düzeyleri açısından ise, kaygı düzeyi düşük gruptaki bireylerin, kaygı düzeyi yüksek gruptakilere göre anne, baba ve arkadaşlarından bekledikleri tepkileri daha istenir buldukları gözlenmiştir. Ayrıca, arkadaştan beklenilen tepkilerin istenirliği üzerinde, kaygı düzeyleri ve bağlanma biçimlerinin ortak etkisinin anlamlı olduğu bulunmuştur. Bu bulguların, KŞÖ'ndeki istenirlik düzeyleri ile psikopatoloji arasında ortaya konmuş olan ilişkiyi destekler nitelikte olduğu düşünülmektedir. Farklı bağlanma biçimleri ve kişilerarası şemalar arasındaki ilişkiler incelendiğinde, baskınlık boyutunda, güvenli bağlananların korkulu bağlananlara göre, pasiflik boyutunda ise, kayıtsız bağlananların saplantılı bağlananlara göre, babalarından daha fazla tamamlama tepkisi bekledikleri gözlenmiştir. Diğer yandan, kişilerarası şemalar, bağlanma biçimleri ve sürekli kaygı arasındaki ilişkiler şu şekilde özetlenebilir. Kişilerarası şemaların dostluk boyutu ve korkulu bağlanma arasında olumsuz yönde, kişilerarası şemaların istenirlik düzeyleri ile güvenli bağlanma arasında olumlu, korkulu bağlanma arasında ise, olumsuz yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Sürekli kaygı ile kişilerarası şemalar arasındaki ilişkiler ele alındığında, sürekli kaygı ve kişilerarası şemaların baskınlık boyutu arasında olumsuz, düşmanlık boyutu arasında olumlu, istenirlik düzeyleri arasında ise olumsuz yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Sürekli kaygı ile bağlanma biçimleri arasındaki ilişkiler incelendiğinde, sürekli kaygı ve güvenli bağlanma arasında olumsuz, korkulu ve saplantılı bağlanma arasında ise olumlu yönde anlamlı ilişki gözlenmiştir. Tüm sonuçlar genel olarak değerlendirildiğinde, olumlu benlik modeline sahip (güvenli bağlanan) bireylerin dostluk, baskınlık ve pasiflik boyutlarında daha fazla, düşmanlık boyutunda daha az tamamlama tepkileri bekledikleri, yakın ilişkilerinde kendilerini daha güçlü ve değerli hissettikleri, dolayısıyla kaygı düzeylerinin daha düşük olduğu öne sürülebilir. Olumsuz benlik modeline sahip (güvensiz bağlanan, korkulu-saplantılı) bireylerin ise, dostluk, baskınlık ve pasiflik boyutlarında daha az, düşmanlık boyutunda daha fazla tamamlama tepkileri bekledikleri, ilişkilerinde kendilerini daha az güçlü ve değerli hissettikleri, kaygı düzeylerinin daha yüksek olduğu ve güvenli bağlananlara göre, psikolojik olarak daha az sağlıklı bireyler oldukları düşünülebilir. Özetle, olumlu kişilerarası şemaların olumlu benlik modeli, -güvenli bağlanma- ile olumsuz kişilerarası şemaların da olumsuz benlik modeli, güvensiz bağlanma biçimleri ve yüksek kaygı ile ilişkili olabileceği sonucuna varılmıştır. Elde edilen tüm sonuçlar ilgili literatürün ışığı altında tartışılmaya çalışılmıştır.

Tolan, Özlem Çakmak, Üniversite Öğrencilerinde Kaygı Belirtileri ve Bağlanma Biçimleri ile Kişiler Arası Şemalar Arasındaki İlişkiler, Hacettepe Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2002, Yüksek Lisans, pdf.