Genç Madde Bağımlılarında Kaygı Düzeyi ve Belirleyici Etkenler

TEZ

Genç Madde Bağımlılarında Kaygı Düzeyi ve Belirleyici Etkenler

Yazar/Hazırlayan
Üniversite
Enstitü/Fakülte
Tez Danışmanı
Tez Yılı
YÖK Tez No
60366
Sayfa Sayısı
115
Tez Türü
Doktora
Kategori
Tez Özeti
Çalışmamız, genç ilaç ve madde bağımlılarında kaygı düzeyini ve kaygıyı belirleyici etkenleri saptamak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Başlarken, bağımlıların kaygı düzeyinin yüksek olduğu, bu durumun zekâ, psikososyal ve ekonomik etkenler tarafından önemli ölçüde belirlenmiş olacağı varsayılmıştır. Deney ve kontrol grubu olarak 50* şer kişiden oluşan iki grup incelenmiştir. Deney grubu: -13-30 yaş arasında, -en az ilkokul mezunu, -tedaviye ilk kez, kendi istekleriyle başvurmuş, -madde bağımlılığı dışında psikiyatrik tanı almamış, -araştırmamız için gönüllü olan, 50 erkek bağımlıdan oluşmaktadır. Kontrol grubu ise: -18-30 yaş arasında, -en az ilkokul mezunu, -madde bağımlısı olmayan, -yaşamı boyunca hiç psikiyatrik tanı almamış ve tedavi görmemiş, -gönüllü erkeklerden seçilen, 50 kişi ile oluşturulmuştur. Deney grubu üyeleri SSYB Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Alkol ve Madde Bağımlıları Tedavi Merkezi (AMATEM)den ölçüt uygunluğu gösteren madde bağımlıları arasından, kontrol grubu üyeleri ise ölçüt uygunluğu gösteren normal gönüllüler arasından seçilmiştir. Her iki grubun incelenmesinde üç araçtan yararlanıl mıştır. Bunlar, Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri, Cattell Zeka Testi ve psikososyal ve ekonomik özellikleri belirlemek amacıyla tarafımızdan hazırlanan bir Görüşme Cetvelidir. Görüşmeler, hem deney, hem kontrol grubu üyeleriyle belirlenen yöntem gereği bireysel olarak yapılmıştır. Verilerden istatistiksel işlemlerle elde edilen bulgular varsayımımızın doğrulandığını göstermiştir^ Sonuçta;. Normallere göre bağımlıların kaygı düzeyi yüksek bulunmuştur. Bağımlılarda, yüksek kaygı, kullanılan maddelerin entellektüel etkenler üzerindeki olumsuz etkisi ve bağımlılık nedeniyle zekanın işlev alanının daralmasına bağlı olarak zeka düzeyi normallerden daha düşük bulunmuştur.. Bulgular, incelenen populasyonda uyuşturucu kullanımının zeka ve eğitim düzeyi düşük ve orta sosyoekonomik düzeydeki esnaf, zanaatkar ve işçiler arasında yaygın olduğunu göstermektedir.. Bağımlıların hemen hepsi madde kullanımına yirmi yaşın al tında ve çoğu esrarla başlamaktadırlar.. Bağımlıların, içinde yetiştikleri ailenin parçalanma oranı Türkiye ortalamasının üç katı, kendilerinin boşanma oranı ise normal popülasyonun sekiz katıdır. Bağımlı grupta anne-baba geçimsizliği, anne ve/veya babanın çocuğa karşı kötü davranması normallere oranla üç kat fazla bulunmuştur. İlk çocukluklarını kentte, annenin ve dışında çalıştığı çekirdek ailelerde geçirmiş olanların bağımlılık riskinin yüksek olduğu görülmüştür. Arkadaş çevresinin ortam, fırsat ve özenti yarattığı, kişilik yatkınlığı taşıyan gençlerin aile içi problemlerden, kaygı ve sıkıntılardan kaçmak, merak ve özenti gibi etkenlerle uyuşturucu kullanımına yöneldikleri belirlenmiştir. Bulgularımızdan uyuşturucu bağımlılığının ekonomik bakım dan birey ve toplum için ağır bir yük olduğu anlaşılmakta dır. Yine bağımlı grupta adli sorunla karşılaşma, kontrol grubuna göre anlamlı şekilde fazladır. Bu grupta, işlenen suçların %62'si bağımlılıkla ilgili, bağımlılığın neden olduğu yüzkızartıcı suçlardır. Bağımlılar genel duygu durumları, intihar eğilimi ve girişimi bakımından kontrol grubundan önemli farklar göstermektedirler. İntihar girişimi kontrol grubundan yedi kat fazladır. Deney grubunun %80!' i, kontrol grubunun %88'inin ailelerinde madde bağımlısı yoktur. Bu bulgu, taklit edilen, benzeme arzusu duyulan, rol modeli seçilen kişilerin aile dışından olduğunu göstermektedir. Tedavi ortamının hasta üzerindeki etkisinin gelecek umudunu büyük ölçüde belirlediği gözlenmiştir.

Yücel, S. Vicdan, Genç Madde Bağımlılarında Kaygı Düzeyi ve Belirleyici Etkenler, İstanbul Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 1988, Doktora.