Duygusal İstismarın Liseli Ergenlerin Kendini Kabul Seviyelerine Etkisi

TEZ

Duygusal İstismarın Liseli Ergenlerin Kendini Kabul Seviyelerine Etkisi

Yazar/Hazırlayan
Üniversite
Enstitü/Fakülte
Tez Danışmanı
Tez Yılı
YÖK Tez No
26736
Sayfa Sayısı
135
Tez Türü
Yüksek Lisans
Kategori
Tez Özeti
Bu araştırma liseli ergenlerin algıladıkları duygusal istismarın kendini kabul seviyelerine olan etkisini incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada ergenler tarafından algılanan duygusal istismar seviyesini belirlemek için Yetişkin Genç İlişkilerinde Duygusal Ezim Ölçeği (Alantar, 1989) kullanılmıştır. Ergenlerin kendini kabul değerlerini ölçebilmek amacıyla Kendini Kabul Envanteri lise Formu (Temüge, 1987) uygulanmıştır. Bunlara ek olarak araştırmaya katılan öğrencilerin bazı demografik özelliklerini tespit etmek için yapılandırılmış bir Kişisel Bilgi Formuda kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemi İstanbul ilinde bulunan bir Özel Lise ile iki Resmi Lisenin, I, II, III. sınıflarında öğrenci olan 392 ergenden oluşmuştur. Araştırma sonucunda ergenlerin algıladıkları duygusal istismar seviyesinin azalmasıyla kendilerini kabul seviyelerinde anlamlı bir artma görüldüğü tespit edilmiştir. Kendini kabul değerini belirlemede alt boyutları oluşturan 10. kriter olan kendi cinsiyetim kabullenme boyutunun dışında diğer tüm boyutlarda anlamlı bir ilişkinin bulunduğu saptanmıştır. Algılanan duygusal istismar ve sağlıklı toplam kendini kabul yönünden kız ve erkek öğrenciler arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmüştür. Algılanan duygusal istismarın yaşa bağlı olarak değişmediği tespit edilmiştir. En düşük sağlıklı toplam kendini kabul değerinin 15 yaş grubundaki ergenlerde bulunduğu görülmüştür. Kendini kabul değerinin 10 kriteri göz önüne alındığında 9. ve 10. kriterler dışında yaşa bağlı anlamlı farklılıklar olduğu saptanmıştır. -120- 121 Tek çocukların algıladıkları duygusal istismarın 2,3,4 ve fazla kardeşe sahip çocuklardan daha yüksek düzeyde olduğu bulunmuştur. 3-4 ve fazla kardeşe sahip öğrencilerin algıladıkları duygusal istismarın 2 kardeşe sahip öğrencilerden daha yüksek düzeyde olduğu anlaşılmıştır. Annesi çalışmayıp iş aramayan ergenlerin algıladıkları duygusal istismarın annesi çalışan ergenlerin algıladıkları duygusal istismardan daha yüksek düzeyde olduğu saptanmıştır. 4 ve fazla kardeşe ve üç kardeşe sahip olan ergenlerin sağlıklı toplam kendini kabul seviyelerinin 2 kardeşe sahip deneklerden daha düşük düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada en düşük gelir düzeyini temsil eden "2 milyon ve daha az" gelir düzeyine sahip olduğunu ifade eden ergenlerin sağlıklı toplam kendini kabul seviyelerinin diğer gelir düzeylerine sahip olan ergenlerden daha düşük seviyede olduğu görülmüştür. Bu araştırma sayesinde duygusal istismarın ergenlerin kişilik yapılan üzerindeki etkilerini inceleyen çalışmalara veri sağlanarak algılanan duygusal istismar ve kendini kabul seviyesi arasındaki ilişkiye veriler doğrultusunda açıklama getirilmiştir. Araştırma bulguları çerçevesinde aile ve eğitim ortamlarındaki uygulamalara yönelik şu önerilerde bulunabilir. 1-) Kültürler arası farklılıklardan etkilenen istismar olaylarının Türkiye bazında incelenmesi tanım, kriter oluş ve etkilerine ilişkin ampirik araştırmaların yapılması gerekmektedir. 2-) Özellikle Duygusal ve Cinsel istismar Türk literatüründe çok az incelenen konular olarak görülmektedir. Araştırmacıların bu istismar türlerine ilişkin çalışmalar yapmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. 3) Lynch'e göre (1991, ss.291-294) Çocuk istismarının engellemek için üç tür önlemden söz edilebilir. Üçüncül Önleme : Tekrar oluşumu önlemek amacıyla yapılan çalışmalardır. İstismarı engelleyici nitelik taşıyan kampanyalar, kamuoyunu konu hakkında bilinçlendirmeye yönelik eğitici çalışmalar bu tür önlemler içinde ele alınabilir. ikincil Önleme : Yüksek risk gruplarını belirlemek. Bu gruplara yönelik yardımcı ve destekleyici hizmetlerin sağlanması. Birincil Önleme : Herkesin sağlıklı olmasını sağlamaya ilişkin etkinlikleri içerir. Bu çalışmalar içinde çocukların gelişimlerini destekleyici ortamların sağlanması, yerleşmiş yanlış tutumların değiştirilmesi ve çok yönlü eğitim olanaklarının oluşturulması yer alır. Bu önleme çalışmaların Türkiye bazında ele alınıp incelenmesi ve olabildiğince işler hale getirilmesi sorunun çözümüne olumlu katkılarda bulunacaktır. 4) İstismar olaylarında disiplinlerarası bir müdahale gerekmektedir. Bununla birlikte çocuk istismarına yönelik sorunların daha büyük boyutlara ulaşmadan etkili bir biçimde çözülmesi bütün toplum örgütlerinin (örn; meslek kuruluşları, gönüllü kuruluşlar, basın vb) hizmete aktif olarak katılmasıyla mümkündür. 5) İstismara uğrayan çocuk ya da gençlerin başvurabilecekleri tedavi ve rehabilite edilebilecekleri kurumlara ihtiyaç vardır. Bu hizmetleri sağlayabilmek amacıyla kurulmuş ÇİKORED (Çocuk İstismarını Önleme ve Rehabilitasyon Derneği) tarzındaki kurumların yaygınlaştırılması gerekmektedir. 6) Türk literatüründe liseli ergenlerin kendim kabul seviyelerine yönelik kısıtlı sayıda araştırma bulunmaktadır. Bu çalışma kendini kabulü belirlemede alt boyutları oluşturan 10 kriteri liseli ergenler düzeyinde inceleyen ilk çalışma niteliğinde olduğundan söz konusu çalışma sonucunda elde edilen bulguların konu hakkında yapılacak diğer araştırma sonuçlarıyla karşılaştırılması gerekmektedir. 7) Psikolojik danışma ve rehberlik etkinliklerinde ergenlerin kendini kabulünü desteklemek amacı ile grup yaşantılarına olanak verilmelidir.

İşmen, A. Esra, Duygusal İstismarın Liseli Ergenlerin Kendini Kabul Seviyelerine Etkisi, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1993, Yüksek Lisans.