Yirminci yüzyılın sonlarına doğru tüm yerküreyi saran ve onu yeniden "düz bir tepsi"ye benzeten Yeni Dünya Düzeni histerisi bilimin değil, kapitalizmin ürünüdür. Tüm dünyayı saran bu hakim doku, doğal olarak bilim alanını da boş bırakmayacak idi. O nedenledir ki, günümüzde tüm dünyada bilimsel doku ve onun bu anlamdaki somut kurumu niteliğindeki üniversite derin bir değişime uğramaktadır. Zira eğitim, "kapitalizmin içine girdiği yeniden yapılanmanın genel taşıyıcısı olması gibi özel bir işlev yüklenmiştir." Bir ülkede üniversite hangi güçler tarafından niçin çökertilir? Eğer üniversite, siyasal veya ekonomik, hakim güçlere karşı çıkarsa, önce çökertilir sonra da bunların içinden ehlileşenler yukarıya çekilir. Türkiye'de üniversite tarihçesi açısından hazin bir sayfa olan YÖK'ün kısa anlatımı böyle olabilir. Elinizdeki yapıt, bir grup akademisyen ve akademisyen olmayan aydın tarafından, Türkiye'deki üniversite sisteminin ve bu sistemin "Özelleştirme"ler ve "üniversitenin özel sektörle entegrasyonunu" öngören yeni yönelişinin kapsamlı bir irdelenmesi ve eleştirisini sunmak amacıyla kaleme alındı. Türkiye'de süregiden "Ne İçin Yüksek Öğretim?", "Nasıl bir Üniversite?" tartışmasına karınca kararınca bir katkı olursa, yazarları, Öğretim Elemanları Sendikası, kendilerini görevini yapmış sayacaktır.