Üstün veya Özel Yetenekli Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersine İlişkin Tutumları ile Akademik Başarıları Arasındaki İlişki

TEZ

Üstün veya Özel Yetenekli Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersine İlişkin Tutumları ile Akademik Başarıları Arasındaki İlişki

Yazar/Hazırlayan
Üniversite
Enstitü/Fakülte
Anabilim Dalı
Bölüm
Tez Danışmanı
Tez Yılı
YÖK Tez No
188921
Sayfa Sayısı
99
Tez Türü
Yüksek Lisans
Tam Metin (PDF)
Kategori
Tez Özeti
Sosyal bilimlerdeki en soyut kavramlardan biri olan zeka, üstün yeteneklilikle doğrudan ilişkilidir. Zekanın birbirinden farklı birçok tanımı yapılmıştır. Bireyin zekasını temelde kalıtım ve çevre olmak üzere iki faktör etkiler. Zeka ile ilgili çalışmalar başladığından bu yana en çok ilgilenilen konulardan biri zekanın ölçülmesi olmuştur. Zekanın ölçülmek istenmesindeki ana neden zekayı temel ögelerine ayırarak incelemektir. ilk zeka testi 1905 yılında Alfred Binet ve Dr. Simon tarafından geliştirilmiştir. Geleneksel zeka testlerinin ölçtüğü üç yetenek alanı vardır: Sözel, sayısal ve uzay ilişkileri. Ancak günümüzde geleneksel yaklaşıma karşı çıkılmakta ve zekanın birbiriyle ilişkili ya da ilişkisiz birçok yetenekten oluştuğu kabul edilmektedir. Zekanın çok gruplu olmasıyla ilgili çeşitli kuram ve modeller bulunmasına karşın bugün için üstün yetenekliler eğitiminde Gardner'ın çoklu zeka kuramı temel alınmaktadır. Gardner insan zekasının objektif olarak ölçülebileceği tezini savunan geleneksel anlayışı eleştirerek zekanın tek bir faktörle açıklanamayacak kadar çok sayıda yetenekleri içerdiğini ileri sürmektedir. Zeka ölçümlerine yönelik ilk testlerin uygulanmasıyla birlikte üstün zekalı bireylere yönelik çalışmalarda başlamıştır. Günümüzde üstün yeteneklilik konusunda Renzulli'nin yapmış olduğu tanım büyük ölçüde kabul görmektedir. Bu tanıma göre göre üstün yeteneklilik insan yapısındaki yetenek, yaratıcılık ve motivasyon gibi üç temel öğenin etkileşiminden ortaya çıkmaktadır. Üstün yetenekli bireylere yetenekleri doğrultusunda bir eğitim verilmemesi bu çocukların ortaya çıkaracakları ürünlerden toplum ve insanlığın yoksun kalması anlamına geleceği gibi ülke kalkınması açısından da bir kayıp oluşturabilir. Genel olarak nüfusun %2'lik kısmının üstün yetenekli bireylerden oluştuğu düşünülmektedir. 2000 yılı nüfus sayımına göre ülkemizde 0-18 yaş grubunda 519 bin civarında üstün yetenekli birey olduğu tahmin edilmektedir. Üstün yetenekliler eğitimi konusunda asıl çalışmalar XX. yy'ın başlarından itibaren başlamış. 1960'lı yıllardan itibaren yaygınlaşmıştır. Dünya'da İsrail, Rusya (SSCB), ABD ve Çin önemli çalışmalar yapmaktadır. Üstün yetenekliler eğitiminin tarihinde ülkemizin ayrı bir yeri vardır. Dünyanın belki de ilk sistemli ve en uzun süreli üstün yetenekliler eğitimini Osmanlı İmparatorluğu Enderun okuluyla gerçekleştirmiştir. Cumhuriyet döneminde 1948 ve 1956'da üstün yetenekliler eğitimiyle ilgili yasal düzenlemeler yapılmış. 1960'lı yıllarda okullarda değişik eğitim modelleri denenmiştir. 1990'lı yıllardan itibaren konu yeniden ele alınmış ve çeşitli uygulamalar denenmiştir. Şu anda üstün yetenekliler eğitimiyle ilgili en yaygın uygulama Bilim ve Sanat Merkezleridir. Üstün yetenekliler eğitimindeki esaslardan biri bu çocukların yeteneklerinin farkına varıp geliştirerek yaratıcılıklarını ortaya koymalarını sağlamaktır. Böylece bireyin toplumla daha uyumlu hale gelmesi de sağlanabilecektir. Burada sosyal bilgiler dersi ve öğretmenlerine büyük bir sorumluluk düşmektedir. Sosyal Bilgiler dersi temelde sorumluluk sahibi vatandaş yetiştirmeyle bağlantılı olarak bilgi, tutum ve becerilerin kazanılmasıyla ilişkili bir derstir. Tutum kavramını günlük yaşamımızda sıkça kullanırız, sahip olunan tutumlar günlük davranışlarımızı önemli ölçüde etkilemekte ve kişinin ait olduğu grup bireyleri ile kurduğu sosyal ilişkilerde önemli bir rol oynamaktadır. Tutum, bilişsel, duyuşsal ve davranışsal olmak üzere üç ögeden oluşmaktadır. Bu araştırma ile üstün veya özel yetenekli öğrencilerin Sosyal Bilgiler dersine ilişkin tutumları ile akademik başarıları arasındaki ilişki cinsiyet, yaş, sınıf düzeyi, ana-babanın öğrenim durumu, ailenin ekonomik durumu, öğretmenin cinsiyeti, akademik başarı, bilim ve sanat merkezine giriş alanı açısından değerlendirilerek üstün veya özel yetenekli öğrencilere yönelik Sosyal Bilgiler öğretiminde karşılaşılan sorunların çözümüne yardımcı olunması hedeflenmektedir. Öğrencilerin tutumlarını belirleyebilmek için araştırmacı tarafından ?Sosyal Bilgiler Tutum Ölçeği geliştirme çalışması yapılmış ve beşli likert türünde 40 tutum ifadesinden oluşan bir ölçek hazırlanmıştır. Hazırlanan ölçek İzmir'deki üç ilköğretim okulunda 365 öğrenciye uygulanmıştır. Analizler sonucunda 8 madde ölçekten çıkarılmıştır. Ölçeğin yapı geçerliğini belirlemek için faktör analizi yapılmış ve üç alt ölçek belirlenmiştir. Belirlenen alt ölçekler Duyuşsal, Bilişsel ve Davranışsal olarak adlandırılmıştır. Ölçeğin geneli için Alpha katsayısı .91'dir. Yapılan analizler sonucunda Sosyal Bilgiler dersine ilişkin tutumu ölçen, 32 madde ve üç alt ölçekten oluşan geçerli ve güvenilir bir ölçek geliştirilmiştir. Geliştirilen ölçek İzmir ve Manisa Bilim ve Sanat Merkezlerine devam eden 130 öğrenciye uygulanmıştır. Alt problemlerle tutum ölçeği arasında anlamlı fark olup olmadığını belirlemek için verilere t testi, tek yönlü varyans analizi ve scheffe testleri uygulanmıştır. Değerlendirmeler sonucunda üstün veya özel yetenekli öğrencilerin Sosyal Bilgiler dersine ilişkin tutumları ile cinsiyet, anne-baba eğitim düzeyi, ailenin geliri, derse giren öğretmenin cinsiyeti arasında anlamlı fark bulunmamış; öğrencilerin tutumları ile yaş, sınıf düzeyleri, not ve Bilsem'e giriş alanları arasında anlamlı farklılaşma bulunmuştur.

Uzun, Aykut, Üstün veya Özel Yetenekli Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersine İlişkin Tutumları ile Akademik Başarıları Arasındaki İlişki, Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2006, Yüksek Lisans, pdf.