Yurt Dışındaki Türk İşçi Çocuklarının Eğitim ve Sosyal Sorunları, 1997 Yılına Kadar Uygulanan Politikalar ve Alınması Gerekli Olan Tedbirler

TEZ

Yurt Dışındaki Türk İşçi Çocuklarının Eğitim ve Sosyal Sorunları, 1997 Yılına Kadar Uygulanan Politikalar ve Alınması Gerekli Olan Tedbirler

Yazar/Hazırlayan
Üniversite
Enstitü/Fakülte
Tez Danışmanı
Tez Yılı
YÖK Tez No
79695
Sayfa Sayısı
101
Tez Türü
Yüksek Lisans
Tam Metin (PDF)
Kategori
Tez Özeti
2000 yılına girerken; işçi, işçi ailesi, serbest meslek sahibi, öğrenci, aydın ve sanatçılarıyla birlikte hemen her grup ve sosyal statüden 2 milyonun üzerinde yurttaşımız yurtdışında yaşamaktadır. Ülke nüfusuyla kabataslak bir ortalamaya girdiği zaman her 30 Türk vatandaşından birisinin Türkiye dışında yaşamakta olduğunu görmekteyiz. Günümüzde 30'u aşkın ülke ve 5 kıtaya yayılmış bu vatandaşlarımızın çoğunlukla bulundukları ülkelerde işçi olarak çalışmaktadırlar. 1960'lı yıllardan itibaren bireysel göçle başlayan, sonrasında ikili anlaşmalarla ivme kazanan ve 1974 yılından sonra Başlayan Dünya Ekonomik Krizi ile göç alan ülkelerce sınırlama getirilmesine karşın yine de "aile birleşmeleriyle" veya "turist", "mülteci" vb. statülerle devam eden özellikle Batı Avrupa Ülkelerine doğru göç akını beraberinde bir çok sorun da getirmiştir. Bu sorunların başında öncelikle Batı ülkelerinin ülkelerindeki Türkleri kendileriyle aynı topraklarda, aynı ortamı paylaşan insanlar olarak görmeyip, geçici bir süre için, çalışmaya gelen ve dolayısıyla bir gün geri dönecek olan insanlar olarak görmelerinden ve sonuçta da bunların çocuklarının eğitimi noktasında kendilerini özel ödevli-yükümlü saymaları gelmektedir. Yine bu noktada önemle belirtilmesi gereken bir diğer husus ise eğitimde ilişkin olarak ciddi analizlerin yapılmaması, Türk öğrencilerin başarılarının 90 artırılması için gerekli araştırmalara gidilmemesi ve belki daha da önemlisi Türkiye'nin bu soruna gereken duyarlılığı sergilememesidir. Türk öğrencilerin başarısızlığının altında yatan nedenler sıralanırken ise; 1. Dil problematiği, 2. Yurt dışında görevlendirilen öğretmenler, 3. Ders-araç gereçleri, 4. Çevresel uyum sorunları, 5. Ailelerin tutumları öne çıkmaktadır. Gayet doğal olarak bu ana başlıklar altında belirginleşen başarısızlık nedenlerinin etkileri yalnızca öğrenim hayatım kapsamamaktadır. Öğrenim sonrası hayatlarını da etkilemektedir. Bir çok Türk çocuğu, belki Türkiye'de bir öğrenim durumunda öğrenim görmüş olsa çok başarılı olabilecekken maalesef, kaderin cilvesi bulunduğu ülkelerin okullarında kendileri için doğru-dürüst siste matize edilemeyen eğitim-öğrenim programlarında performans gösterememektedirler. Bu sorunların aşılmasında gerekli önlemler ise en başta ailelerin okul öncesi eğitimin önemini kavramaları, şu ana kadar "kuşku" ile yaklaştıkları okul öncesi eğitimi önemsemeleri gerekmektedir. Öyle ki, dil problemini çözmede bu en geçerli yöntem olacaktır. Yine bu noktada, Türk dilinin de öğretilmesi, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın çocuklarının ana dillerinden kopyalanması için tedbirler geliştirilmelidir. Yurtdışında görevlendirilen başta öğretmenler olmak üzere tüm kamu görevlilerinin gittikleri ülkenin diline hakim olmamaları da sorun doğuran sorun arasındadır. Bu konuda da Türkiye ciddi bir uygulama getirebilme güçlüğü çekmektedir. Ders araç-gereçleri ile ilgili sorunların hala varlığın korunması ise anlaşılır gibi değildir. Bu açıdan da gerek bu malzemelerin üretilmesi ve sunulması, gerekse bu ülkelerin standartlarında uygunluğuna özen gösterilmelidir. Çevresel uyum problemlerini aşma noktasında ise bütün beklentilerin Türk işçi ailelerin üzerine yoğunlaştırılması şüphesiz ki, doğru değildir. Bu insanlar, bulundukları ülkelerin kalkınmasında emek vermiş, fedakarlıklar göstermişlerdir. Artık, kabullenilmesi gereken bir gerçekte bu ülkelerde kendilerin "Batı Avrupa Türkleri" adım veren bir genç, üçüncü neslin yaşamakta olduğudur. Şayet başta Almanya olmak üzere Batı Avrupa Ülkeleri Türkleri sosyal iklimlerini genişletme yoluna gitmeyi tercih ederlerse, vatandaşlık, siyasal katılım haklarını tanırlarsa bu uyum soruman da en aza inecektir. Ailelerin başta eğitim kurumlarına olma üzere, çoğu yaşanan olumsuz deneyimlerden kaynaklanan güvensizlik ortadan kaldırılmalıdır. Okul-Türk aile ilişkilerinin zayıf olduğunu gözlemlediğimiz bu ülkelerde Türkiye'nin de olumlu adımlarıyla bu ilişkiler yeniden canlandırılmalıdır.

Kulular, İbrahim, Yurt Dışındaki Türk İşçi Çocuklarının Eğitim ve Sosyal Sorunları, 1997 Yılına Kadar Uygulanan Politikalar ve Alınması Gerekli Olan Tedbirler, Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 1999, Yüksek Lisans, pdf.