"ÖSS-ÖYS, öğrenciler ve aileleri için tam bir korku günüdür. Sofralardan, sağlık harcamalarından kısacası en zorunlu ihtiyaçlardan kısılarak harcanan paralarla yapılan hazırlığın yeterli olup olmayacağı, sınavı kazanmaya yetip yetmeyeceği meçhuldür. Sonuçta bu süreç hem sınava hazırlanan genç, hem de aileler bakımından yıpratıcı, stres yüklü, uykusuz gecelerin egemen olduğu bir endişe ve korku dönemidir. Oysa ÖSS-ÖYS günleri, tıpkı 6 Kasımlar, 1 Mayıslar gibi burjuvazi açısından bir kabus gününe dönüştürülebilirdi." "Kapı çalıyor. Açıyoruz. Uzun boylu, esmer, pos bıyıklı birisi meraklı bir şekilde içeri bakıyor. "Hoşgeldiniz" deyince içeri giriyor. Yoldaşlardan birisi "babam" diyor! Bizim şen-şakrak yoldaş sus pus olmuş bir kenarda oturuyor. Baba ise hiç konuşmuyor. Çekingen bakışlarla etrafı inceliyor. Yanına gidip "eylemimizi nasıl buluyorsunuz?" diyorum. Kesik kesik, "ben bu tür işlerden anlamam" dedikten sonra susuyor. Daha fazla ısrar etmiyorum. Sigara uzatıyorum, almıyor. kendi kendime, "anlaşılan bizden pek hoşlanmadı, yoldaşımın da evde canına okuyacak" diyorum. Bir yoldaş sazı alıp halk ezgilerinden çalıyor. Baba yavaş yavaş açılıyor ve bir sigara tüttürüyor. Biraz sonra ise sazı yoldaştan alarak eski parçalardan çalıyor. Kızından da kendisine eşlik etmesini istiyor. Az önceki sıkıntım, yerini ferahlığa bırakıyor. Bir yandan da başka babaları, aileleri düşünüyorum."