Ergenlik Dönemi Problemleri ile Anne-Baba Tutumları Arasındaki İlişki

TEZ

Ergenlik Dönemi Problemleri ile Anne-Baba Tutumları Arasındaki İlişki

Yazar/Hazırlayan
Üniversite
Enstitü/Fakülte
Tez Danışmanı
Tez Yılı
YÖK Tez No
37083
Sayfa Sayısı
127
Tez Türü
Yüksek Lisans
Tam Metin (PDF)
Kategori
Tez Özeti
Bu araştırmada, ergenlik dönemindeki bireyin problemleriyle çocukluğunda (yaklaşık 5-12 yaş) anne-babası tarafından gösterilen davranışlar arasındaki ilişkileri bulmak esas amaç olarak belirlenmiş, bunun yanısıra ergenlerin en çok problem gösterdikleri alanlar cinsiyete göre karşılaştırmalı olarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Ayrıca, anne-babaların eğitim seviyelerinin ergenlik dönemi problemleri açısından fark gösterip göstermediği de araştırılmıştır. Uygulama, 1992-1993 öğretim yılının ikinci yan yılında, Mayıs-Haziran aylarında gerçekleştirilmiş ve uygulamaya, evreni temsil ettiği varsayılan, İstanbul ili, Bakırköy ilçesi sınırlan içindeki devlet liselerinde öğrenim gören 16 yaşındaki 691 lise ikinci sınıf öğrencisi örneklem olarak seçilmiştir. Öğrencilere Ön Bilgi Formu, Anne-Baba Davranışları Envanteri, Problem Tarama Listesi uygulanmıştır. Anne-Baba Davranışları Envanteri, İlgi-Şefkat Gösterme (Çocuk Bakımı), Amaçlarına Ulaşmada Yardımcı Olma, Ayrıcalıklardan Yoksunlaştırma, Tutarlı Disiplin, Fiziksel Cezalandırma, Duygusal Cezalandırma, Standartların Belirliliği, Koruyuculuk, Başarı İçin Baskı olmak üzere dokuz alt ölçekten oluşmaktadır. Problem Tarama Listesi'nin ise 11 alt boyutu şunlardır: Sağlık-Beden Gelişimi, Para-İş-Yaşam, Sosyal Boş Zaman Faaliyetleri, Sosyal Psikolojik İlişkiler, Kişisel-Psikolojik İlişkiler, Sevgi-Cinsiyet-Evlilik, Ev-Aile, Ahlâk- Din, Okul Çalışmalarına Uyum, İstikbal -Meslek-Tahsil, Öğretim Programı-Metod. Sonuçların istatistiksel analizinde, varyans analizi, t testi ve r (Pearson Çarpım Momentler Korelasyon Katsayısı) tekniklerinden faydalanılmıştır. Sonuçlar kısaca şu şekildedir ' Kız öğrencilerin en çok problem gösterdikleri ilk üç alan "istikbal-meslek-tahsil, "öğretim programı-metod", "sosyal boş zaman faaliyetleri" dir. Erkek öğrencilerin en çok problem gösterdikleri ilk üç alan ise; "öğretim programı-metod", "istikbal-meslek-tahsil" ve "okul çalışmalarına uyum" problem alanlarıdır. Kız ve erkek öğrenciler arasında anlamlı düzeyde farkların olduğu problem alanları, "sosyal boş zaman faaliyetleri", "sosyal-psikolojik ilişkiler", "kişisel-psikolojik ilişkiler", "istikbal-meslek-tahsil" ve "sevgi-cinsiyet-evlilik" alanlarıdır. Anne ve babaların eğitim seviyeleri açısından, ergenlerin en yüksek ortalamaları aldıkları seviyeler şu şekildedir: Okur-yazar olmayan ve yüksek eğitimli anneler ile, okur yazar olmayan babalar. Araştırmanın asıl amacı doğrultusunda, problem alanlarının sayısı bakımından en çok korelasyonun görüldüğü anne ve baba davranışları; duygusal cezalandırma ve ilgi- şefkat gösterme davranıştandır. Problem alanlarıyla duygusal cezalandırma davranışları arasında pozitif; ilgi-şefkat gösterme davranışları ile de negatif anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Yargı Araştırmanın sonuçlarına göre, anne-babaların eğitimsiz olmalarının, ergenlik dönemi problemleri üzerinde etkili olduğu söylenebilir. Böyle bir yargıya varmadaki neden, annelerin büyük bölümünde ve babaların tümünde, okur-yazar olmama durumu ile, diğer eğitim seviyeleri arasında anlamlı düzeyde fark bulunmuş olmasıdır. Ayrıca, en çok dikkat çeken sonuçlardan biri, çocuklukta duygusal cezalandırma ve ilgi-şefkat gösterme davranışlarının, ergenlik problemleri üzerindeki etkisidir. Her iki davranışın, ergenlik dönemi problemleri ile çok sayıdaki alanla ilişki göstermiş olması; çocuğun gelişimi esnasında "sevgi" nin ne denli önemli bir unsur olduğuna kanıt olarak gösterilebilir. Diğer konu, "öğretim programı-metod" alanındaki problemlerin hem kız, hem erkeklerde ilk sıralarda yer almış olmasıdır. Bu sonuç, son yıllardaki eğitim uygulamalarının bir adaptasyon sorunu olarak değerlendirilebilir. Öneriler Araştırma sonucu, hem kız, hem erkek öğrenciler için ilk iki sırada yer alan problem alanlarının, gelecek ve öğretim programlarıyla ilgili olduğu görülmektedir. Öğrencilerin, meslekî gelecekleri açısından üniversite sınavını tek çözüm yolu olarak görmeleri; bu sınavlara başvuranların her geçen yıl artarak, üniversite öğrenimi görme olasılığının azalması, ergenlerin gelecek ve meslekle ilgili olarak kaygılarının artmasına neden olmaktadır. Okullarda meslekleri tanıtıcı uygulamaların yapılması, meslekî rehberlik uygulamaları ile ergenlerin yeteneklerinin belirlenerek meslek seçiminde yardımcı olunması, üniversite sınavına girmeden ya da başarısız olunduğu takdirde ergenlerin; yönelebilecekleri alanlar hakkında bilgilerin verilmesi, üniversite sınav kaygısını azaltmaya yönelik çalışmaların yapılması, ergenlerin problemlerini ve kaygılarını azaltmada etkili olabilir. Ayrıca hem ergenler, hem de anne-babaların mesleki grup çalışmalarına katılmaları sağlanabilir. Böylece aile açısından ortak ilgi ve yeteneklerin keşfedilmesi söz konusu olabilir. Bu konularda okul rehberlik uzmanlarına büyük görev düşmektedir. Ayrıca, 1991-1992 öğretim yılında uygulamaya konulan kredili sistem hakkında, devletin ilgili organları yoluyla öncelikle okul idareleri ve öğretmenlerin, sonra da öğrencilerin aydınlatılmasının, okullarda öğretim programlarıyla ilgili problem ve karmaşanın azaltılması yönünde önemli bir adım olduğu düşünülmektedir. Ergenlerin önemli problem alanlarından biri de "sosyal boş zaman faaliyetleri" dir. Ergenlerin kişilik gelişimini de olumlu yönde etkileyebilecek özelliğe sahip bulunan boş zamanların yararlı bir şekilde değerlendirilebilmesi için tesislerin arttırılması, okullarda boş zaman faaliyetlerine yönelik çalışmaların yapılması ergenlerin bu alandaki problemlerinin azalmasına katkıda bulunabilir. Araştırmanın sonuçlarından biri de, anne-babanın eğitimsiz olmasının, ergenlik dönemi problemleri üzerindeki etkisidir. Eğitimsiz olan anne ve babaların, çocuk gelişimine ilişkin bilimsel bir yaklaşıma sahip olamayacakları ve geleneksel olarak kendi anne ve babalarından gördükleri çocuk yetiştirme biçimlerini çocuklarına uygulayacakları düşünülürse, bu anne-babaların seminer, toplantı gibi yollarla bilgilendirilmesinin gereği ortaya çıkmaktadır. Gerek okulların rehberlik servisi uzmanları, gerekse çeşitli kurum ve kuruluşlar bu yönde çalışmalara yönelerek çeşitli etkinlikler düzenleyebilirler. Ayrıca, sadece eğitimsiz ve düşük eğitimli anne-babaların değil, diğer eğitim seviyelerindeki anne-babaların ve anne-baba adaylarının bu tür çalışmalara katılmaları, ergenlerin daha mutlu ve başarılı bir dönem geçirmeleri için faydalı olacaktır. Uygulama alanları açısından bakıldığında, bu araştırma sonucuna göre, özellikle "öğretim programı-metod" alanındaki problemlerin yüksek seviyede olmasının, kredili sistem dışındaki başka nedenlerden de kaynaklanabilme olasılığı göz önüne alınarak, bu yönde bilimsel araştırmalar yapılabilir. Kız öğrencilerin "istikbal-meslek-tahsil" problem alanında, erkek öğrencilerden anlamlı düzeyde farklılık gösterme nedenleri hakkında ayrıntılı araştırmalara gidilebilir. Bu araştırmada, ergenlik dönemi problemleri açısından anne-babaların eğitim seviyeleri arasındaki farklar incelenmiştir. İleride yapılacak araştırmalarda, eğilim seviyesi-davranışlar-ergenlik problemleri şeklinde farklı bir yolun izlenmesi mümkün olabilir. Sadece devlet liseleri değil, özel ve yabancı liselerdeki öğrencilerle, imam-hatip liseleri, meslek liseleri gibi farklı okullarla da araştırma yapılarak problem alanları ve diğer özellikleri karşılaştırma yoluna gidilebilir. Ayrıca, okul dışında, çalışan gençlerin problemlerini değerlendirmek amacı ile uygun ölçekler geliştirilebilir.

Yücedağ, Şebnem, Ergenlik Dönemi Problemleri ile Anne-Baba Tutumları Arasındaki İlişki, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1994, Yüksek Lisans, pdf.